Çin’den 22 Uygur imama ağır hapis

Çin yönetimi Doğu Türkistan’da İslami faaliyetler yürüten 22 imama 5 ile 16 yıl arasında değişen hapis cezaları verdi

Çin’in Doğu Türkistan’daki Müslümanlara uyguladığı baskılar devam ediyor. Çin yönetimi Doğu Türkistan’da bulunan 22 imama yürüttükleri İslami faaliyetlerden dolayı ağır hapis cezaları verdi.

Çin mahkemesinin bugün açıkladığı kararda, Doğu Türkistan’daki 22 Uygur imama, resmi görevli olmamalarına rağmen vaaz vermeleri ve dini faaliyetler yürütmeleri gerekçesiyle ağır hapis cezaları verildiği bildirildi.

İmamlara, 5 ila 16 yıl arasında değişen hapis cezalarının verildiği belirtiliyor. Çin daha önce resmi görevleri de bulunan imamları herhangi bir gerekçe göstermeden görevden aldığını açıklamıştı. Bunun ardından vaaz vermeye ve namaz kıldırmaya devam eden imamların yasaları çiğnediği ileri sürülerek hapis cezası verildiği belirtiliyor.

Dünya Bülteni

Devami

Pakistan, Uygurlara karşı Çin’i destekleyecek

Pekin’de bulunan Pakistan başbakanı navaz Şerif, Uygurlarla karşı Çin’i destekleyeceğini açıkladı

Pakistan Başbakanı Navaz Şerif, Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine karşı verdiği mücadelede kendilerine yardımcı olacaklarını açıkladı.

Navaz Şerif, Pekin’e yaptığı ziyarette ülkenin Dışişleri Bakanlığı’nda gerçekleşen toplantı sonrası yaptığı açıklamada Pakistan’ın Doğu Türkistan’daki direniş gruplarıyla mücadelesinde Çin’in yanunda yer alacakalrını söyledi. Şerif, bölgesel istikrarı korumak için Afganistan ve Çin ile koordinasyonu arttıracaklarını kaydetti.

Çin, ülkenin batısında bulunan Doğu Türkistan Uygur Özerk Bölgesinde Müslüman Türklere yönelik baskı uyguluyor. Ülke genelinde düzenlenen saldırılardan Uygurları sorumlu tutan Çin yönetimi sürekli baskınlar düzenliyor ve kitlesel tutuklamalar gerçekleştiriyor. En son Uygur akademisyen İlham Tohti tutuklanmış ve geçtiğimiz günlerde malvarlığına el konularak ömür boyu hapse mahkum edilmişti.

Pakistan ise işgal ve baskılardan kaçarak kendisine sığınan Doğu Türkistanlıları Çin’e iade ediyor.

Dünya Bülteni/ Haber Merkezi

 

Devami

ÇİN’DEN, DOĞU TÜRKİSTAN’A 100 BİN İŞGAL ASKERİ DAHA ..!

Hamit Göktürk / Uygur Haber ve Araştırma Merkezi (UYHAM)

Çin’de İktıdardaki Komünist Partisi Merkezi Komitesi’nin 4.Olağan Toplantısında ana gündem maddesinin Doğu Türkistan’daki Çin işgal güçlerine ek olarak,yeniden 100 bin İşgal Askeri daha gönderilmesi olduğu bildiriliyor.
Hong Kong merkezli “Demokrası ve Hukuk Vakfı’nın İnternet sitesinde yer alan bir habere gore 20-23 Ekim tarihleri arasında yapıllan ÇKP.Merkez Komitesi 4.olağan toplantısında Doğu Türkistan’da son aylarda arda arda meydana gelen direniş ve halk ayakalanmalarının ve bu eylemlere karşı konulması hakkındaki görüşlerin müzakere edildiği belirtildi.
Toplantı’nın Hong Kong’ta öğrencilerin başlattığı ve halkın  destek verdiği demokrasi ve özgürlük yanlışı barışçıl gösteriler ile Doğu Türkistan’da arda arda patlak veren direniş hareketleri ile halk ayaklanmaları ve  şiddet olayları ve Çin’de genel huzursuzluk istıkrarsızlıkların hakim olduğu böyle bir ortamda yapılmış olması dikkatı çekiyor. Çin’i katı bir stalinist komünist dikta rejimi ile yöneten Tiranlar Gurubu , Politbüro üyeleri arasındaki çekişme,güç mücadelesi ile bir biri ardı sıra patlak veren ve ayyuka çıkan Politbüro üyeleri arasındaki yolsuzluk ve usulsuzluk dosyaları de toplantının önemini arttıran diğer etkenler arasında bulunduğu ifade ediliyor.
Doğu Türkistan bölgesi ve Müslüman Uygur Türklerinin güncel sorunlarının iktidardaki Çin Komünist Partisinin en üst karar alma organında ana gündemi oluşturması Bölgedeki durumun vehameti konusundaki şüpheleri arttırıyor.
Bilindiği üzere,son bir ay içerisinde Doğu Türkistan genelinde meydana gelen Halk ayaklanması ve direniş amaçlı şiddet olaylarında toplam 100’den fazla kişi hayatını kaybetmiştir. Çin’in resmi açıklamalarına göre Korla Vilayetine bağlı Bügür ilçesinde 52, Kaşgar’ın Maralbaşı İlçesinde 22 ve Hoten’ın Guma ilçesinde 12 olmak üzere toplam 86 kişidir. Ayrıca olaylarda yüzlerce kişinin yaralandığı bilinmektedir. Olaylarda ölenlerin önemli bir bölümü ise,Çin asker ve polisidir.

Çin,Pekin’de yapılan bu üst düzey Toplantı ve Doğu Türkistan’a 100 bin Çin Askeri gönderilmesi ile ilgili olarak  şimdiye kadar resmi bir açıklama yapmamıştır.

Çinde üst düzey önemli görevlerde bulunan ve bir süre önce Ülkemize gelen bir kişi Çin’in durumu ve Doğu Türkistan’daki olaylar ile ilgili görüşlerini şöyle ifade etmiştir, “ Çin KP,Politbüra Üyelerinin çoğu Komunist Lider Mao’nun silah,devrim ve kader arkadaşlarını çocuklarıdır.Bunlar babalarından devraldığı iktidarı sonradan yetişen genç jenerasyon ile paylaşmak istememektedir.Çin’in Milli gelirinin %80’nı bunlar,Çocukları ve aileleri kontrol etmektedir.ÇKP.Üst düzey bürokratlarının arasında ölümüne çekişme ve rekabetin temelinde Çin ekonomisini kontrol ve sahip olma arzusu yatmaktadır.Bunlar için esas ve önemli olan mesele iktidar, para ve servettir. Bunlar geçenlerde rakip gördükleri eski devlet başkanı Zao Ziyang’a karşı bir iç darbe yaptılar.O ölümcül hasta olduğu için dokunmadılar.Ama çocukları,ailesi ve taraftarlarının hepsini hapsettiler.Tutukladıklarının bir kısmını gizlice öldürdüklerini tahmin ediyorum.Pekin’de bunların yaptığı rezaletler ayyuka çıkmış durumda. Bu komünist maskeli Tiranların Çocuk emziren kırsal kesimde yaşayan genç Çinli anneleri emzikli Çocuklarından ayırarak zorla saraylarına getirdikleri, onların sütlerini emerek beslendikleri söyleniyor.Çinlilerin anlayışına göre İnsan sütü ile beslenenlerin genç kalacağı inancı vardır. Burada anlatmaktan utanacağım rezillikleri ve cinayetleri de dedikodu olarak ortalıkta dolaşmaktadır. Çinli yöneticilerin para,iktidar ve hırs konusunda bir birlerine ne kadar acımasız ve merhamatsız oldukları geleneklerinde ve tarihlerinde mevcuttur..Çinli ünlü bir Romancı’nın “Üç Devlet Hikayesi”adlı eserinde önemli bir Çin generalı iktidar için öz Babasını öldürmekten çekinmemiştir.şeklinde konuştu

Uzmanlar,Çin Komünist Partisinin bu son kararıdaki esas amacının, Ortadoğu’da devam eden ve dünyanın dikkatının bu bölgeye yoğunlaştığı bu ortamdan yararlanarak çaresiz,mazlum ve mağdur Müslüman Uygur Türklerini sessiz ve sinsice bir kez daha katliama tabi tutumak olduğu görüşünde birleşiyorlar.

Kaynaklar : rfa.org.Uighur/Kiska Hawerler – 20.10.2014
– ETİC Uygur Uchur Haber Sitesi

Devami

Çin’de yeni baskı dalgası: 27 Uygur’a idam…

Geçtiğimiz Ramazan ayının son günü, Yarkent İlişku’da Çin yönetiminin uyguladığı katliam boyutundaki şiddete karşı gösteri yapanlar yargılanarak 12 Uygura hemen idam,15’ine ise iki yıl ertemeli idam cezası verdi…

Doğu Türkistan’da Uygır özerk bölgesinde  12 Uygur idam cezasına çarptırıldı. Çin’in kuzeybatısındaki Uygur Özerk Bölgesi’nde Kaşgar’ın Yarkent ilçesinde 28 Temmuz’da meydana gelen ve 100’e yakın kişinin öldüğü olaylar nedeniyle 12 Uygur idam cezasına çarptırıldı.

Reuters’ın, Çin’in resmi Şinhua haber ajansına dayandırarak aktardığı habere göre Kaşgar Mahkemesi 15 kişiye de 2 yıl ertelemeli idam cezası verdi. Kaşgar’daki Orta Dereceli Halk Mahkemesi 9 Uygur’un da ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığı öğrenildi. Habere göre 20 sanık da 4 ila 20 yıl arası değişen hapis cezalarına çarptırıldı.

Bazı kaynaklarsa 27 Uygur Türkü’ne idam, 9 kişiye müebbet hapis, 20 kişiye de 4 yıldan 20 yıla kadar ağır hapis cezası verildiğini bildirdi.

Çin, Ramazan Bayramı’nın birinci gününe denk gelen 28 Temmuz’da Doğu Türkistan’da bulunan Yarkent-İlişku’da büyük bir katliam yapmış ve bu katliamı uyguladığı sansürle dünyadan gizlemişti. Katliamı dünyaya bir mektup aracılığıyla duyuran Doğu Türkistanlı bir genç, daha sonra Çin yönetimi tarafından tutuklanmış, ardından da öldüğü duyurulmuştu.

YARKENT KATLİAMI, URUMÇİ’DEN BÜYÜK

Çin’in Ramazan Bayramının ilk günlerinde Yarkent’te gerçekleştirdiği kıtalin katliam boyutlarına ulaştığı ortaya çıkmıştı. Bölgeden Doğu Türkistanlı bir gencin, sonradan ulaştırdığı mektuba göre, Çin yönetimi, 27 Mayıs’ta Hoten merkezli başlattığı “Terörle Mücadele ve Sert Darbe Vurma Operasyonu” ile teravih kılan kadınları dahi katletmişti

Uygulanan sansür nedeniyle bölgeden çok sonra haberler, parça parça ulaşmıştı. Gelen haberler de işgalci Çin ordusunun, 2009’daki Urumçi katliamından çok daha büyük bir katliam gerçekleştirdiğini gösteriyordu.

Dünya Bülteni

Devami

Çin’de Müslümanlara “Demir Kafes” işkencesi

Pekin’de sözde Uygur Bölge Hükümetinin , Kaşgar Vilayeti ile Çinli müslümanların yaşadığı Sancı Hui Özerk İlçesi’ne ait İrtıbat Süroları/Temsilcilikleri (İş Beceriş Orni) bulunmakta.

Haklarını aramak için Pekin’e gelen Uygurlar bu İrtıbat Bürolarına başvururarak onlardan Çince Tercümanı, Dilekçe yazımı vebenzeri konularda yardım talep ettikleri biliniyor. Birleşmiş Milletler başta bir çok uluslar arası kuruluşlar ile ABD AB ve diğer ülkelerin Büyükelçiliklerinin de bulunduğu bu şehir’de çoğunluğu olumsuz sonuçlanan hak arama mücadelesinde iç yargı sürecinden sonuç alamayan Davacı Uygurlar BM İnsan Hakları Temsilciliği, ABD Büyükelçiliği başta çeşitli ülkelerin Temsilciliklerine baş vuru’da bulundukları ve bu baş vurulardan Çin yönetiminin son derece rahatsızlık duyduğu belirtilliyor. Bu Uygur Davcılar, Uygur Türklerince Çin’in hapsederek ve işkence ederek davalarından vaz geçirmeyi başaramadığı gerçek mücahitler olarak kabul görmekte. Çin, Pekin’e gelen bu Uygur davacıları korkutmak ve sindirmek için her üç İrtıbat Bürosu’nun yanına Demir Çitlerden yapılmış oda büyüklüğünde birer Kafes inşa ettirek bu kafeslere hapsettiği ve ülkelerine geri götürmeleri için Urumçi’den gelecek Polislerin gelmesine kadar bu kafeslerde tutulduğu bildiriliyor. Hapsedilen Uygurlara açlıktan ölmemeleri için günde bir öğün yemek verdikleri ifade ediliyor.

Kaynak : RFA

Devami

Sharqiy Turkiston yoxud davrimiz Andalusiyasi

Sharqiy Turkiston Xitoy davlatining gʻarbiy hududlarida joylashgan.

Sharq oʻlkalarini fath qilish asnosida Islom qoʻshinlari Sharqiy Turkiston yerlarigacha yetib borishgan va bu oʻlka mashhur qoʻmondon Qutayba ibn Muslim al-Bohiliy boshchiligida fath qilingan. Oʻsha davrda bu mintaqa Qashgʻar deb nomlangan.

Fathdan soʻng oʻlka ahli musulmonlar bilan jizya toʻlashga kelishishgan. Biroz keyinroq ularning podshosi Islom dinini qabul qiladi va shundan soʻng Islom tezlik bilan yoyila boshlaydi.

Abbosiylar xalifaligi davrida (750-1258 yillar) Xitoy bu oʻlkani bosib oladi. Lekin, abbosiylar musulmonlarga madad qoʻlini choʻzadi va ularga harbiy yordam koʻrsatadi. Natijada ular Xitoy zulmidan xalos boʻlib, qudratli abbosiylar davlati himoyasi ostiga oʻtishadi.

Bu yerlarning tub aholisi turkiy xalqlardir. Turkiston musulmonlari Andalusiya taraqqiyoti bilan bellashgudek ulkan madaniy taraqqiyotni barpo qildilar, mintaqada madaniyat, tijorat va ishlab chiqarishning, ayniqsa qogʻoz sanoatining rivojlanishiga katta hissa qoʻshdilar.

1949- yilda kommunistik Xitoy hukumati Sharqiy Turkistonni bosib oldi va uni “Sinsyan”, ya’ni, yangi yer deb nomladi.

Xitoy hukumati hozirda oʻlkaning musulmon tub aholisini boshqa joylarga koʻchirish va xitoylik xanlarni bu oʻlkaga koʻchirib kelish siyosatini olib bormoqda. Shu bilan birga bosqinchilar islomiy osori atiqalarni yoʻq qilishga urinmoqda va muntazam ravishda oʻlkaning tabiiy boyliklarini tashib ketishmoqda.

Oʻlka tabiiy boyliklarga moʻl boʻlishiga qaramasdan, juda koʻpchilik musulmonlar kambagʻal-qashshoq hayot kechiradilar. Ustiga ustak, Xitoy hukumati musulmonlarning koʻpayishini ham cheklab qoʻygan va natijada 25 millionlik uygʻur xalqi bugunga kelib 15 millionga tushib qolgan. Musulmon millati qattiq jabr-zulm tufayli tobora kamayib borayapti. Undan tashqari, musulmonlarga islomiy ilmlarni oʻrganish, hatto Qur’on oʻqish taqiqlab qoʻyilgan.

Butun dunyo musulmonlari jimjit, vaholanki ularning koʻz oʻngida Andalusiya fojeasi takrorlanmoqda!

Manba: IslamNuri.com

Devami

Doğu Türkistan Platformu Çin’i protesto etti

Doğu Türkistan Maarif Derneği Genel Başkanı Oğuzhan: “Ortadoğu’da bir İsrail varsa Uzakdoğu’da da bir İsrail var, onun adı da Çin’dir”

Türkistan-Der Genel Başkan Burhan Kavuncu: “110 milyon Türkistanlı Çin zulmüne karşı tek bir vücut olmalıdır”

Çin’in Doğu Türkistan’da bir süredir devam eden saldırıları İstanbul’da protesto edildi.

Doğu Türkistan Platformu öncülüğünde bir araya gelen çeşitli sivil toplum kuruluşunun temsilcileri ve üyeleri, Sarıyer’deki Çin’in İstanbul Başkonsolosluğu önünde eylem yaptı. Eyleme Türkistan-Der de destek verdi.

Kadınların ve çocukların da katıldığı etkinlikte, Türkiye ve Doğu Türkistan bayrakları taşındı, Çin aleyhinde slogan atıldı.

Çin, Rusya, İsrail ve ABD bayraklarının da yakıldığı eylemde, “İşgalci kızıl Çin, Türkistan’dan defol”, “Türkistan, bizimdir, bizim kalacak”, “Doğu Türkistan halkı adalet, özgürlük ve bağımsızlık istiyor”, “Türkiye, uyuma kardeşine sahip çık” yazılı pankart ve dövizler taşındı.

Başkonsolosluk bahçesine yumurta ve domates fırlatan eylemcilerin, güvenlik bariyerlerini yıkma girişimi polisler tarafından engellendi.

Sağanak altında yapılan eylemde, Çin zulmü altındaki Müslümanların özgürlüklerine kavuşmaları için dua edildi.

UZAKDOĞU’NUN İSRAİL’İ DE ÇİN’DİR

Doğu Türkistan Maarif Derneği Genel Başkanı Hidayet Oğuzhan, buradaki konuşmasında, Çin’in 28 Temmuz’dan beri Doğu Türkistan’da katliam yaptığını ifade etti.

Oğuzhan, “Ortadoğu’da bir İsrail varsa, Uzakdoğu’da da bir İsrail var, onun adı da Çin’dir. Ortadoğu’da bir Filistin var, Müslümanlar kan ağlıyor, Uzakdoğu’da da Doğu Türkistan var, Müslümanlar kan ağlıyor” diye konuştu.

Çin’in hava saldırılarında Kaşgar’ın Yeken ilçesine bağlı 3 köyün yerle bir edildiğini belirten Oğuzhan, çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlı en az 3 bin kişinin hayatını kaybettiği bilgisini aldıklarını söyledi.

Oğuzhan, “dünyanın süper gücü iddiasındaki vahşi Çin’in, Doğu Türkistan’da hiçbir savunma gücü olmayan halka karşı katliam yaptığını” savundu.

Doğu Türkistan’ın felaket, savaş bölgesi ilan edilmesi gerektiğini belirten Oğuzhan, İslam alemi ve Türk dünyası başta olmak üzere tüm dünyanın Çin zulmüne karşı harekete geçmesini beklediklerini kaydetti.

Türkiye’nin acilen Çin’e nota vermesini ve Doğu Türkistan’a bir heyet gönderilmesini isteyen Oğuzhan, sivil toplum kuruluşlarını da Pekin yönetimine karşı tepkilerini ortaya koymaya çağırdı.

Oğuzhan,  mücadelelerinin devam edeceğini belirterek, “İnşallah Doğu Türkistan’dan Çin işgalcileri kovacağız” ifadesini kullandı.

BAĞIMSIZ GÖZLEMCİ GÖNDERİLSİN

Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk de Çin yönetiminin, Doğu Türkistan’daki Müslümanların ibadetlerini yapmalarını bile yasakladığını, ramazan bayramını halka zehir ettiğini anlattı.

Çin saldırısında camilerin de hedef alındığını, yerleşim birimlerinin bombalandığını belirten Tümtürk, “BM, AB ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın tarafsız gözlemci göndererek. Doğu Türkistan’daki katliamı incelemesini talep ediyoruz” diye konuştu.

Saldırıların sürdüğü Kaşgar bölgesinde sıkıyönetim ilan edildiğini ve burayla iletişimin kesildiğini anlatan Tümtürk, “İnsanlık onuru, Çin’in bu zulmüne karşı mutlaka ‘dur’ demeli” ifadesini kullandı.

Doğu Türkistan’da katliamların devam ettiğini belirten Tümtürk, İslam alemi ve Türk dünyasının ayrılmaz bir parçası olan bu bölgeye karşı vicdani sorumlulukların yerine getirilmesini beklediklerini kaydetti.

Tümtürk, hükümetin Doğu Türkistan’daki Müslümanlar için de harekete geçmesi gerektiğini bildirdi.

ÇİN’İN KARŞISINDA TÜRKİSTAN BİR BÜTÜN OLARAK DURMALI!

Uluslararası Türkistanlılar Dayanışma Derneği Türkistan-Der Başkanı Burhan Kavuncu da şunları söyledi:  “Peygamberimiz Hz.Muhammed “Benim ümmetim bir vücudun azaları gibidir. Herhangi bir uzvuna bir diken batsa, bütün vücut o acıyı hisseder” mealindeki hadis-i şeriflerinde biz müslümanların nasıl olmamız gerektiğini anlatmıştır. Ey Çin Devleti yöneticileri, biz Muhammed’in ordusuyuz. Sizin Doğu Türkistanda’ki kardeşlerimize yaptığınız bu katliam bütün İslam ümmetine bir saldırıdır. Yine Kur’an-ı Kerim’de yüce Allah şöyle buyurdular: “Muhakkak ki Allah bir binanın tuğlaları gibi saflar halinde savaşanları sevmektedir”. Bizler Doğu’suyla Batı’sıyla 110 milyondan fazla Türkistanlı, bütün Türkistan halkları, bir binanın tuğlaları gibiyiz, Bünyân-un Mersus olarak Çin devletinin zulmüne karşı kardeşlerimizin yanında olmalıyız. Bu zulümleri yapan Çin hükumeti bütün Türkistan’a, İslam ümmetine hesabını vereceğini bilmelidir “.

Dünya Bülteni

 

Devami

*** Acil Çağrı*** Doğu Türkistan’da yeni katliam

31 Temmuz 2014

*** Acıl Çağrı***
Artık bu bir tarihi sorumluluktur.
Doğu Türkistan Yarkent nahiyesinde işgal askerleri katliam yaptı.yüzlerce Uygur musülman şehit 2 köy (İlişku ve Handi) yok edildi. Bu vesile ile bugün 2 Ağustos Cumartesi saat 12:00 Sarıyer Tarabyadaki çin konsolosluğu önünde basın açıklaması ve protesto düzenlenecektir
Zeytinburnu (istasyon meydanı) ve Sefa köy (çardaklı durak )’tan otobüsler kalacaktır, zalime karşı mazlumun yanında duracak kimse varmı?
** Doğu Türkistan platformu **
Devami

32 Uygur’a internette video paylaşma cezası

Doğu Türkistan’da internet üzerinden dini video paylaşan 32 Uygur’a çeşitli oranlarda hapis cezası verildi

Çin’in Doğu Türkistan’da Müslüman Uygurlara yaptığı zulüm sınır tanımıyor. Şimdi de 32 Müslüman Uygur, internette yaptığı dini paylaşımlar sebebiyle 4 ila 15 yıl arasında hapis cezası aldı. 3 tanesi ise müebbet ceza aldı. Çin, paylaşılan videolar ‘radikal ve aşırı’ içerik olarak kabul ediyor ve suç sayıyor.

Associated Press’in haberine göre Uygur Özerk Bölgesi olarak tanımlanan Doğu Türkistan’da 32 Müslüman internette video paylaştığı suçlaması ile hapse atıldı. Bunlardan üçü ömür boyu hapis cezasına mahkum edilirken kalanlara 4 ila 15 yıla kadar hapis cezası verildi. Çin savcılığına göre bu Müslümanların internetteki yayınları saldırılar için ilham kaynağı oluyor.

Çin işgal güçleri Doğu Türkistan’da geniş kapsamlı operasyonlara devam ediyor. Bu operasyonlar 2015 yılının Haziran ayına kadar sürecek. Çin, operasyonlar kapsamında son 15 günde 30’dan fazla’ İslami gruplar ve hücre’nin ortadan kaldırıldığını bildirdi. Çinli yetkililer, bunların El-Kaide ile bağlantılı olduğunu iddia ediyor.

Müslüman Uygurların ana vatanı olan Doğu Türkistan Çin’in en sorunlu bölgesi olarak görülüyor. Bölge nüfusunun yarısından fazlası Uygurlardan oluşan Müslümanlardan oluşuyor.

Dünya Bülteni

 

Devami

İlham Tohti iki defa açlık grevi yapmış

Çin’de “bölücülük” yaptığı iddiası ile beş aydır gözaltında tutulan Uygur akademisyen İlham Tohti’nin bu süre içerisinde iki kez açlık grevi yaptığı bildirildi.

Avukatı Li Fangping’e dayandırılarak verilen haberlerde, Uygur akademisyenin mart ayında 29 kişinin ölümü ile sonuçlanan Kunming’deki tren istasyonu saldırısının ardından, 10 gün süre ile “açlık grevi yaptığı” belirtildi.

Li, Uygur muhalif ile dün yaptığı görüşme sonrası Tohti’nin ocak ayında da “İslami usullere uygun olmayan yemek verildiği için 10 gün süre ile yemek yemeyi reddettiğini” kaydetti.

Tohti, ocak ayında başkent Pekin’deki evinden emniyet güçlerince götürülerek gözaltına alınmış, bilgisayarları, cep telefonları ve bazı akademik çalışmalarına el konulmuştu.

Ülkenin kuzeybatısında bulunan Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nin başkenti Urumçi’deki bir gözaltı merkezinde tutuklu bulunan Tohti’ye, “bölücü fikirler yaymak, bölücü faaliyetler içinde bulunmak ve etnik düşmanlığı körüklemek” suçları isnat ediliyor.

Çin’de Uygur muhalifin yargı süreci ve gözaltı şartlarına ilişkin ayrıntılar kamuoyu ile paylaşılmazken, uluslararası toplum, yetkililerin bu “kapalı” tutumunu eleştiriyor.

Tohti, Pekin yönetiminin Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne yönelik yürüttüğü “Sosyal istikrar ve toplumsal huzur” politikasına yönelik yaptığı eleştirilerle biliniyor.

Pekin’deki Minzu Üniversitesi’nde etnik unsurlar üzerinde çalışan 45 yaşındaki Tohti, “muhalif tutumu nedeniyle” daha önce birkaç kez polis tarafından gözaltına alınıp serbest bırakılmıştı.

dunyabulteni.net

Devami