Türk Konseyi Üyesi Ülkelerin “Think Tank” Başkanları Mutabakat Anlaşması İmzaladılar

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’ne üye ülkelerin “think tank” başkanları bir toplantı yaptı ve toplantı sonucunda mutabakat anlaşması imzaladılar. Bu hakkında Kırgızistan Stratejik Araştırmalar Ulusal Enstitüsü bildirdi.

Faaliyete Kırgızistan’dan Stratejk Araştırmalar Ulusal Enstitüsü Direktörü Talant Sultanov katıldı.

Toplantının sonuçları üzerinde basın toplantısında konuşma yapan Sultanov, “think tanklar” analiz merkezleri arasında işbirliği geliştirmesi gerektiğini belirtti. O, “Bugün tarihi bir belge imzaladık ve daha verimli işbirliği sabırsızlıkla bekliyorum”, diye sözlerine ekledi.

Toplantının katılımcıları bu belge Türk dili konuşan ülkelerin analiz merkezleri arasındaki işbirliğin yeni bir aşamasını sembolize ettiğini ve bu merkezlerin faaliyetinin etkinliğini artırmayı hedeflediğini dile getirdiler.

Kabar

Devami

Kerimov’dan ülke istihbaratında revizyon

Özbekistan’da yeniden Cumhurbaşkanı seçilen İslam Kerimov’un devletin güvenlik kurumlarında önemli değişikliklere imza attığı belirtiliyor.

Ozodlik radyosunun haberine göre, ülkeyi kontrolü altında tutan ve Kerimov rejiminin ana kurulu olarak bilinen Milli Güvenlik servisi (MHH) Başkan yardımcısı General Hayat Şarifhojaev görevinden alınarak, istihbarat okuluna öğretmen olarak atandı.

Resmi kaynaklarca tasdik edilmeyen bu haberde daha önce Özbek MHH’sının general Hayat Şarifhojaev takımında yer alan onlarca ajan ve çalışanları görevlerinden alınmıştı. Radyonun haberine göre istihbarat generali Hayat Şarifhojaev bu yıl 10’uncu yıldönümü olan Andican’da barışçıl protestocuların katliamında gösterdiği özel hizmetlerinden dolayı Kerimov tarafından istihbaratta yüksek makama getirilmişti.

Kerimov’un ev hapsinde olan ve karıştığı mali skandallarla gündeme gelen kızı Gülnara Kerimova da Twitter hesabından Şarifhojaev’in ciddi yolsuzluklara karıştığını bildirmişti.

İki hafta önce Özbekistan’da Başsavcısı Reşit Kadirov görevinden alınmıştı.

Dünya Bülteni

Devami

“10. YIL DÖNÜMÜNDE ANDİCAN KATLİAMI” BASIN TOPLANTISI

Andican’da 13 Mayıs 2005 yılında Özbekistan askeri birlikleri silahsız protestoculara müdahale ederek binlerce sivil insanı öldürdü. Sayısı 10 binlere aşan bu protestocular silah vb. taşımıyordu. Sadece haksız yargılama ve tutuklamalara karşı, yoksulluk, işsizlik, hükümetin baskı ve zulümlerine karşı, tepkilerini açıkça ortaya koymak istemişlerdi.

Özbekistan’da bugün de İslam Kerimov dikta rejiminin zulmü devam etmektedir. Özbek vatandaşları kendi düşüncelerini açıkça söylediklerinde tutulanacaklarını veya öldürülmekle karşı karşıya kalacaklarını çok iyi biliyorlar.

“Türkistan-Der” Andican katliamının 10. Yıl dönemi dolaysıyla, Mazlumder ve Doğu Türkistan Maarif Derneği ile birlikte 13 Mayıs 2015 Çarşamba günü bir basın toplantısı düzenleyecek.

 

Yer    : Mazlumder İstanbul Şubesi

Tarih  : 13 Mayıs 2015 Çarşamba

Saat  : 11.00

Adres:  Kalenderhane Mah. C.Y.Tosyal Cad. No:58 VEFA / İSTANBUL

 

“TÜRKİSTAN-DER” YÖNETİM KURULU

Devami

HRW’den Özbekistan’a baskı çağrısı

11.05.2015

İnsan Hakları İzleme Örgütü, Andican olaylarının yıldönümü sebebiyle Taşkent yönetimine baskı kurulmasını istedi

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Özbekistan’ın Andican bölgesinde yaşanan katliamın 10. yıldönümü arifesinde ABD, Avrupa Birliği ve diğer ülkelerin Özbekistan’daki insan hakları konusunda açıkça konuşması gerektiğini belirtti.

HRW bildirisinde Andican’da 13 Mayıs 2005 yılında Özbekistan askeri birliklerinin silahsız protestoculara müdahale ederken çok sayıda kişiyi öldürdüğünü hatırlatıldı. Açıklamada protestocuların yoksulluk, işsizlik, hükümetin baskı ve zulmüne karşı görüşlerini açıkça ortaya koymak istedikleri ifade edildi.

HRW Orta Asya sorumlusu Steve Swerdlow ise Özbekistan’da insanların bugün de korku içinde yaşamaya devam ettiklerini ifade ederek “Düşüncelerini açıkça söylediklerinde öldürülmekle karşı karşıya kalacaklarını çok iyi biliyorlar” dedi.

13 Mayıs 2005 tarihinde Andican’da binlerce kişi İslam Kerimov hükümetini protesto etmek için meydanlarda toplanmış, askerlerin açtığı ateş sonucu hükümete göre 187 kişi, hukuk savunucularına göre binden fazla kişi öldürülmüştü. Uluslararası toplumun Andican olaylarını bağımsız şekilde araştırma talebi Kerimov rejimi tarafından reddedilmişti.

Dünya Bülteni

 

Devami

Astana, Suriyeli muhalifleri Mayıs ayı sonunda ağırlayacak

Geçtiğimiz ay Suriyeli tarafların Kazakistan’ın Suriye krizinin çözümünde Kazakistan ve Nazarbayev’in aracı olması teklifine olumlu yanıt veren Kazakistan 25-27 Mayıs’ta Suriyeli tarafları Astana’da ağırlıyor. Suriye Çoğulcu Toplum Hareketi lideri Randa Kassis “Kazakistan Dışişleri Bakanı Erlan İdrisov ve Kazakistan Dışişleri Bakanlığı Asya-Afrika Bölümü Başkanı ile görüştüm.  Suriyeli muhaliflerin 25-27 Mayıs tarihleri arasında Astana’da toplanması kararlaştırıldı” dedi. Kassis, Kazakistan’ın ayrım yapmaksızın tüm muhalif gruplara ve sivil toplum örgütlerine davetiye göndereceğini; görüşmelerde Suriye’ye insani yardım ve çatışmaları durdurmak için eylem planı üzerinde durulacağını açıkladı. Hatırlanacağı üzere Suriye muhalefeti temsilcileri, Suriye krizinin çözüme kavuşturulması amacıyla düzenlenecek  yeni müzakerelerde Nazarbayev’e arabuluculuk rolü üstelenmesi için Kazakistan hükümetine başvurmuştu.

Turkkazak.com

Devami

Kırgızistan Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye oldu

Rusya’nın başkenti Moskova’da Kremlin Sarayı’nda düzenlenen AEB bünyesindeki Yüksek Avrasya Ekonomik Konseyi toplantısına, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev, Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan ve Avrasya Ekonomik Komisyonu Başkanı Viktor Hristenko katıldı.

Zirvedeki liderler tarafından Kırgızistan’ın Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye olmasına ilişkin anlaşma imzalandı.

İmza töreninden önce konuşan Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev, Avrasya Ekonomik Birliği’nin önemine değinerek, birliğe Ermenistan’ın ardından Kırgızistan’ın da üye olacağını söyledi. Nazarbayev, Kırgızistan’ın Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye olmasında herhangi bir engelin kalmadığını ifade ederek, Cumhurbaşkanı Atambayev’i kutladı.

Ayrıca, dünyadaki bazı ülkelerin birliğe ilgi gösterdiğini söyleyen Nazarbayev, Türkiye’nin birliğin partneri olabileceğine dikkati çekerek, “Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan resmi ziyaret için bize gelmişti. Kendileri, Türkiye’nin Avrasya Ekonomik Birliği ile ticaret anlaşması imzalamayı arzuladıklarını dile getirdi, bunu da görüşmemiz lazım” diye konuştu.

Liderlerin konuşmalarından sonra söz alan Kırgızistan Cumhurbaşkanı Atambayev de Kırgızistan’ın Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye olması için üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiğini kaydederek, “Tüm Kırgızistan halkı birliğe üye olacak mıyız haberini bekliyorlar. Umarım üyeliğimiz kabul edilir. Belgeler imzalanır” dedi.

Avrasya Ekonomik Komisyonu Başkanı Hristenko, zirvenin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, “Kırgızistan, birliğe üyelik sürecindeki tüm sorumluluklarını yerine getirdi. Belgeler imzalandı. Kırgızistan, üye ülke meclislerin onayını aldıktan sonra Kazakistan ile olan sınırdaki gümrükler ortadan kalkacak, sınır açılacak ve birliğin pazarına girecektir” dedi.

AA

Devami

Moskova’da kaçırılan Özbek mülteci Buhara hapishanesinde bulundu

06.05.2015

Moskova’da 24 Nisan’da kaçırıldığı yönünde ihbarda bulunulan Özbek Ekrem Rüstemov’un Buhara’da tutuklu olduğu açıklandı

Rusya’nın başkenti Moskova’da kaçırılan bir Özbek mülteci bir gün sonra Buhara Özbek istihbarat Merkezi’nde bulundu.

24 Nisanda Moskova’da kaçırıldığı ihbarı yapılan Özbek mülteci Ekrem Rüstemov’un Buhara cezaevinde tutuklu bulunduğu açıklandı. “Ozodlik” radyosu haberine göre Özbekistan güvenlik güçleri Ekrem Rüstemov’u dini içerikli broşürler dağıtarak devlet düzenini zorla devirmeye teşebbüs etmekle suçluyor.

Moskova’daki Özbek aktivistlere göre 25 yaşındaki Ekrem Rüstemov’un kaçırılması Özbekistan ve Rusya istihbarat kurumlarının ortaklaşa yaptığı bir operasyon.

Radyonun haberine göre İngiliz gazeteciler kısa bir süre önce Ekrem Rüstemov’un Moskova’daki hayatı hakkında bir film yapmıştı.

1989 yılında Buhara’da doğan Ekrem Rüstemov’un Arap asıllı olduğu ve Arap dilini mükemmel bildiği için Özbek gizli servislerinin ilgi alanında olduğu bildirildi. Rüstemov 24 Nisan’da Moskova’da bilinmeyen kişiler tarafından kaçırıldıktan sonra ondan bir daha haber alınamamıştı.

Rüstemov’un kaçırıldığını doğrulayan Moskova’daki “Sivil Yardım” örgütü lideri Bahrom Hamroev Ekrem’in Buhara’daki hapishanelerden birinde tutuklu bulunduğunun annesi tarafından da teyit edildiğini söyledi.

Özbek mültecinin avukatı ve “Sivil Yardım” örgütünün üyesi olan Illarion Vasilyev “Ozodlik” radyosuna Ekrem Rüstemov ile temas kurduklarını söyledi. Avukata göre Rüstemov’un Moskova’dan kaçırılmasında Rusya Federal istihbarat servisi FSB’nin de parmağı var.

Daha önce aynı şekilde Moskova’dan kaçırılan Özbek mülteci Cavliddin Ganiyev’in Özbekistan hapishanesinde gördüğü işkenceler sonucunda öldürüldüğü haber verilmişti.

Dünya Bülteni

Devami

Çin’ın Uygurlara alkol dayatması

06.05.2015

Çin, Müslüman Uygurları, Doğu Türkistan’da sahibi olduğu lokanta ve dükkanlarda alkollü içki ve sigara satma konusunda zorluyor

Çin, Doğu Türkistan’da İslam’ın etkisini zayıflatmak için bölgedeki Müslüman esnafı alkol ve sigara satmaya zorluyor.

Radio Free Asia (Hür Asya Radyosu, RFA)’da yer alan habere göre Çin işgal güçleri, Doğu Türkistan’da İslam dininin etkisini azaltmak için Müslüman esnafı ve restoran sahiplerini alkol ve sigara satmaya ve bunları teşvik etmeye zorluyor. Bu emirlere uymayanlar ise işyerlerini kapatma ve kovuşturma ile tehdit ediliyor.

Çin hükümeti tarafından Sincan (Yeni Yer) adı verilen ve halkının çoğunluğu Müslüman olan Doğu Türkistan’da Çin yönetimi son iki yılda İslam dininin etkisini azaltmak için çok sert uygulamalar başlattı. Bu çerçevede kamu çalışanları ve çocuklara camiye gitmek, Ramazan ayında oruç tutmak yasaklandı. Müslüman kadınlar yüzlerini kapatan peçe giyemiyor, erkekler ise uzun sakal bırakamıyor.

Bölgenin güneyindeki Aktaş kenti Çin Komünist Parti yetkilisi Adil Süleyman RFA’ya yaptığı açıklamada 2012 yılından itibaren kentte birçok dükkan sahiplerinin halkın kınamasından çekinerek alkol ve sigara satmayı durdurduğunu söyledi.

Çin yönetimi sigara satmayı ve içmeyi reddeden Müslüman Uygurları aşırılıkla suçluyor. Son günlerde ise dükkan sahiplerine yönelik alkol satışı için yapılan baskılar ciddi boyutlara ulaştı.

Geçtiğimiz günlerde de cami imamları meydanda toplanarak dans etmeye zorlanmıştı.

Dünya Bülteni

Devami

Çin mezalimi

 

HAYRETTİN KARAMAN

03.05.2015

Yüz yıl önce hem Türklerin hem de Ermenilerin zarar gördüğü bir olayı soykırım sayıp bahane ederek Türkiye’ye saldıran ABD, AB, Rusya, BM, bir kısım insan hakları örgütleri bundan önce yazdığım Rus mezalimi, şimdi yazacağım Çin mezalimi ve daha sonra yazacağım İsrail vb. mezalimi karşısında niçin gerekeni yapmıyorlar?
Vicdanı olanların yaşama sevincini zedeleyecek kadar vahim olan aşağıdaki mezalimi daha çok Dünya Uygur Kurultayı (DUK) ve Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği’nin sitelerinden özetliyor ve bu siteleri herkesin ziyaret etmesini diliyorum.
İstanbul’a geldiğim 1959 yılından itibaren merhum İsa Yusuf Alptekin’i (1901-1995) tanımış, daha sonra birçok toplantıda kendisini dinlemiştim. Doğu Türkistan Cumhuriyeti’nin genel sekreterliğine kadar üst düzey vazifelerde bulunan bu zat hayatını bu topluluğun haklarını savunma davasına adamıştı. Şimdi bu davayı, adını andığım kuruluşlar üstlenmiş bulunuyorlar.
Doğu Türkistan, Karahanlılar Devleti (840-1212) Hükümdarı Abdülkerim Satuk Buğrahan ile birlikte toplu hâlde İslam’ı kabul ederek ilk Türk İslam devletinin kurulduğu coğrafyadır. Hoca Niyaz Hacı önderliğinde 1933’te Kaşgar’da Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti kuruldu. 1944’te ise Gulca’da Doğu Türkistan Cumhuriyeti adıyla Alihan Töre önderliğinde ikinci bağımsız Türk devleti kurulmuştur. Her iki devlet de Çin tarafından yıkılmıştır. 1949’daki Mao’nun kızıl devrimiyle Doğu Türkistan uluslararası hukuk kuralları ihlal edilerek işgal edilmiştir. Çin komünist yönetiminin fiziki işgali ile birlikte Doğu Türkistan’da devletin tüm imkânları seferber edilerek sistematik bir asimilasyon süreci başlatılmıştır. Uygurların ana vatanı olan Doğu Türkistan 65 yıldır Çin işgalindedir.

Çin yönetimi 1949’da Doğu Türkistan’ı işgal ettikten sonra bölgede başlatmış olduğu sözde devrimlerle din ve vicdan hürriyeti başta olmak üzere eğitim, sosyo-kültürel, ekonomik alanlardan çevre ve ekolojik dengeye varıncaya dek her alanda büyük yıkım gerçekleştirmiştir.
İşgalle birlikte ne kadar siyasi önder, aydın, bilim adamı, din adamı, zengin, kanaat önderi varsa tutuklanmıştır. Sözde halk mahkemelerinde savunma hakları ellerinden alınan insanların birçoğu kurşuna dizilerek öldürülmüştür. Birçoğu da ağır cezalarla hapislerde çürümüştür.

Çin işgalci yönetimi 1966-1997 yılları arasında Doğu Türkistan’ın Lobnor bölgesinde 11’i yer altında olmak üzere toplam 46 nükleer deneme gerçekleştirmiştir. Bunun sonucu olarak yüzbinlerce Uygur yaşamını yitirmiştir. Nükleer denemeler sonucu yayılan radyoaktif serpintiden dolayı günümüzde dahi bölgedeki insanlar başta kanser olmak üzere birçok ölümcül hastalığa karşı yaşam mücadelesi vermektedir. Çevre ve ekolojik denge tahrip edilmiştir.
Dini afyon olarak tanımlayan Çin yönetimi Doğu Türkistan’daki Müslümanlara karşı dinsizleştirme politikaları uygulamış, din ve vicdan hürriyetini engellemiştir. Başörtüsü ve sakalı yasaklayarak Müslüman Uygurların ibadetlerinin yanı sıra yaşam biçimlerine dahi müdahale edilmektedir. Ramazan’da oruç yasaklanmıştır. “Komünist Parti üyeleri, 18 yaşından küçükler, işçi ve memurlar, kadınlar ve öğrencilere giriş yasağı konulmuştur.”
Şehirlerde bir, kırsalda ikiden fazla çocuk yapmak yasaklandığı için ajanların ihbarı sonucu yedi sekiz aylık hamilelerin dahi bebekleri kürtajla öldürülmektedir.

Çin yönetimi masum Uygur sivil halkı ‘radikal İslami terör’ bahanesiyle çok ağır cezalandırıp dünyadan izole etmekte, her türlü devlet terörünü uygulayarak kendini haklı göstermeye çalışmaktadır. Bunun son örneği 5 Temmuz 2009’daki tüm dünyanın adeta canlı yayında izlemiş olduğu Urumçi katliamında sergilenmiş ve dünya kamuoyu sessiz kalmıştır.
Toprak reformu adı altında yerli halkın toprakları ellerinden alınmış ve Çinlilere dağıtılmıştır.
Uygur Türkçesi’nin unutturulması, Çinlilerle evliliğin teşvik edilmesi, 6-7 yaşındaki çocukların ailelerinden alınarak Çin’in iç bölgelerine götürülüp yabancılaştırılması gibi daha birçok mezalim devam etmektedir.

Yeni Şafak

Devami

Kırgızistan’da Siyer-i Nebi yarışması

02.05.2015

Kırgızistan Din İşleri İdaresi ve Kırgızistan İslam Üniversitesi Siyer-i Nebi yarışması düzenliyor.

Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te Hazreti Peygamberi daha iyi tanıma yarışması düzenlenecek.

Kırgızistan Dini İşleri İdaresi ve İslam Üniversitesinin organize ettiği  Hazreti Peygamberi Daha İyi Tanıyalım isimli yarışma yarın başkent Bişkek’te başlıyor.

Yarışma hakkında “АКИpress” ajansına 1 Mayıs günü açıklama yapan organizatörler yarışmanın belirlenen üç Siyer-i Nebi kitabından çıkarılan sorular üzerinden test usulü yapılacağını belirtti.

Katılımcılara Hazreti Peygamber’in hayatına dair bilgiler, Asr-ı Saadet’te yaşayan kişiler ve İslam tarihi açısından yaşanan önemli olayların tarihleri sorulacak. Cevaplar İslam Üniversite profesörleri ve müftülük yetkilileri tarafından değerlendirilecek.

Yarışmada ilk beşe giren adaylara Hac, sonraki üç kişiye Umre ödülleri verilecek. Kalan katılımcılara 3 bin ila 30 bin Kırgız Somu dağıtılacak.

“Hazreti Peygamber’i Daha İyi Tanıyalım” yarışmasına katılan katılımcıların 25 Nisan’a kadar kayıtlarını yaptırdığı bildirildi. Kırgızistan genelinde yarışmaya katılmak için 10 bin 503 kişi başvuruda bulundu.

Dünya Bülteni

Devami