Tacikistan müftü yardımcısı, İslami partinin kapatılmasını istedi

Tacikistan Müftü Yardımcısı, cuma hutbesinde İslami Uyanış Partisi’nin kapatılması için halktan yargıya başvurmasını istedi

Tacikistan Müftü Yardımcısı Domullo Seyid Ekber, ülkede faaliyet gösteren İslami Uyanış Partisi’nin kapatılması gerektiğini söyledi.

Ülkenin başkenti Duşanbe’de Merkez Cami’de cuma hutbesi veren Seyid Ekber, İslami Uyanış Partisinin (TİUP) kapatılması için hep birlikte yargıya müracaat etme teklifinde bulundu. Müftü Vekilinin hutbesi cuma sabahı yerel medyada A. Mavlonov adlı kişinin aynı konudaki yazısını esas almıştı. Bu yazıda Sovyet sonrası kurulan ülkelerde bulunan resmi tek İslami partinin kapatılması gerektiği savunuluyordu.

Yazar Tacikistan İslami Uyanış Partisi’nin varlığına gerek olmadığını öne sürüyordu. Mavlonov, halka bu konuda özgür iradesini ifade edebilmeleri için bir referandum düzenlenmesini de teklif etmişti.

Tacik yazar, “Biz kendi yolumuzu seçtik ve halkımızın parçalanmasını istemiyoruz. Biz komşu devletlerin kaderini paylaşmak ve çocuklarımızın geleceğinin tehlikede olmasını istemiyoruz ” ifadelerini kullanmıştı.

Yazar teklifinin çoğunluk tarafından destekleneceğini, çünkü 1 Martta yapılan Tacikistan meclis seçimlerinde İslami partinin toplumda hiçbir etkisi olmadığını gösterdiğini savundu.

TİUP kapatma teklifleri Cumhurbaşkanı İmamali Rahman’ın 2013 yılında din adamları ile yaptığı toplantıdan sonra devamlı olarak gündemde tutuluyor.

Şu anda Tacik toplumunda bu partinin kapatılması ya da adından “İslami” sözü çıkarılarak “Tacikistan Uyanış Partisi”ne dönüştürülmesi tartışılıyor.

TİUP Genel Başkanı Muhiddin Kabiri daha önce partisinin kapatılması ya da adının değiştirilmesi için hiçbir nedenin olmadığını, buna karar verecek olanın parti üyeleri olduğunu açıklamıştı.

Parti, son seçimlerde Rahman yönetimine muhalefet eden iki partiden birisiydi ve ilk defa baraj altında kalarak meclise girememişti.

Dünya Bülteni

Devami

İslam’ı Japonya’da yayan isim: Abdürreşid İbrahim

Japonya’da faaliyetlerini yürüten Abdürreşid İbrahim, Osmanlı aydınlarıyla yakın ilişkiler kurmuş ve seyahat notlarını İstanbul’da yayınlanan Sırat-ı Müstakim dergisinde yayınlamıştı

Japonya’da İslam’ın kamusal alana yayılmasının tarihi 19. yüzyıl sonlarına kadar gidiyor. Japonya’da İslam’ın tanıtılması ve yayılmasında Kazan’lı alim ve mücadele adamı Abdürreşid İbrahim büyük bir rol oynadı.

1900’lerin başlarında Japon adalarında çoğu Hint kökenli kırk elli civarında Müslüman yaşıyordu. Abdürreşid İbrahim’in Japonya’da kurduğu ilişkilerin sonucu olarak 1920’lerin başlarından itibaren Kazanlı Türkler bu ülkeye iltica etmeye başladılar.

HÜKÜMET 1939’DA İSLAM’I RESMEN TANIDI

Abdurreşid İbrahim’in 1909’da Tokyo’da tanıştığı Yamaoka Müslüman oldu ve Ömer adını aldı. Abdurreşid İbrahim ile İstanbul’a giden Ömer Yamaoka, Japonya’ya döndükten sonra faaliyetlerine devam etti. 1937’de Kazan Türklerine hizmet vermek üzere Tokyo’da bir cami inşa edildi. 1939’da Japonya hükümetinin İslam’ı resmen tanıması Müslümanların irşad faaliyetlerini kolaylaştırdı.

Japonya, Doğu Asya’da Büyük Okyanus’un içindeki bir ada ülkesi. Şintoizm ve Budizm etkisinin yoğun olarak hissedildiği ülkede İslam’ın geniş kitlelere yayılması 19. yüzyıl sonlarına doğru gerçekleşti. Bu temasın, geç başlamasının sebebininse İslam ülkelerine olan coğrafi uzaklık olduğu düşünülüyor.

Japonya’da İslam’ın resmi din olarak kabulüyse 1939 yılını buldu. Rusya’daki mezalimden kaçarak Japonya’ya sığınan Kazan Tatarları, 1920’lerde Müslüman nüfusunun da artmasına neden oldu. Kazanlı alim Abdürreşid İbrahim’in Japonya’ya seyahatleri, buradaki Müslümanların bir birlik kurmaları yolunda önemli adımlar atmasını sağladı.

GÖÇLERLE MÜSLÜMANLARIN SAYISI ARTTI 

100’ü aşkın Japon’un Müslüman olduğu bu dönemde temelleri atılan Tokyo Camii, bu birleşmenin önemli bir göstergesiydi. Cami, Müslümanların irşad faaliyetlerini de kolaylaştırdı. Doğu Türkistan’dan hicret eden Uygurların yanı sıra Malezya, Singapur, Endonezya, Hindistan ve Pakistan’dan göç edenlerle birlikte ülkedeki Müslümanların sayısı arttı.

Abdürreşid İbrahim, Sultan İkinci Abdülhamid’den Japonya’ya bir ulema heyetinin gönderilmesi halinde İslam’ın kolayca yayılacağını bildirdi. Abdürreşid İbrahim’in, Sultan İkinci Abdülhamid’e gönderdiği mektupta şunlar yazmıştı:

“Her ne kadar bizim Müslümanlar arasında, ‘Japonya’da İslamiyet’ adı altında rüya aleminin levhalarında anlatılan havadis pek çok duyulmuşsa da, asıl ve esası olmadığı tahakkuk etmiştir. Fakat bundan sonra İslamiyet’in Japonya’da intişar edeceği şüphesizdir. Zira Japon milleti, yaratılış bakımından İslamiyet’e yakın bir millettir. İslami kaidelerden olan pek çok güzel ahlak, Japonlar’da fıtraten mevcuttur. Temizlik, haya, sadakat, emniyet, hususan cömertlikle şecaat, Japonlar’da adeta bir huy olmuştur.”

1953 yılına gelindiğinde Japon Müslümanlar Sadık İmaizumi başkanlığında biraraya gelerek “Japon Müslüman Birliği”ni kurdular. Günümüzdeyse Japonya’da on bini Japon olmak üzere yüzbin civarında Müslüman yaşıyor. Japonya’daki Müslümanların çoğunluğunu Endonezya, Pakistan, Bangladeş, Hindistan, Sri Lanka, İran ve Afganistan’dan gelenler oluşturuyor.

MEHMED AKİF KENDİSİNDEN ÖVGÜYLE BAHSEDER

Japonya’da İslam’ın tanıtılması ve yayılmasında Kazanlı alim Abdürreşid İbrahim önemli rol oynadı. Uzun süre Tokyo Camii’nin imamlığını da yürüten Abdürreşid İbrahim aynı zamanda bir gezgindi. Milli şairimiz Mehmed Akif Ersoy, Sırat-ı Müstakim mecmuasında 1 Temmuz 1910 yılında yayınlanan yazısında Abdürreşid İbrahim’i şu ifadelerle anlatıyordu:

“Hazret, asya’nın her tarafını senelerce gezmiş, bir koca kıt’ada yaşayan insanların mazisini incelemiş, halini tetkik etmiş. Bunlarda saadet görmüşse sebeplerini aramış; sefalet görmüşse kaynağını araştırmış. Evladını, ailesini, memleketini sırf hamiyetle coşan bir hisle bırakıp yola çıktığı halde, gezdiği yerlerde hiç hissiyatına mahkûm olmamış.

Evet, İslam aleminin felahı için çırpınıp duran bu muazzam kalb, başkalarının faziletlerine karşı lâkayd kalmamış; bir Mecusi’ye, bir Budist’e atfettiği tetkik ve tenkit nazarını, bir Müslüman’a da atfetmiş. Bugün zillet ve sefalet içinde çalkanıp duran İslam dünyasının birçok manzarası, birçok tezahürleri zavallıyı adım başında ağlatmış olmakla beraber o, etrafını iyi görmek için gözlerini sile sile yolunda devam eylemiş.”

HAYATINI MÜSLÜMANLIĞA ADADI 

Mehmed Akif Ersoy’un 1910’da kaleme aldığı bu satırlar, Japonya’da İslam’ı yayan kişi olarak tanınan Abdürreşid İbrahim içindi. 1852’de Rusya’nın Sibirya bölgesindeki Tara’da dünyaya gelen İbrahim’in gençlik yılları, Rus esareti altındaki Kazan’da geçti. Hayatını, farklı coğrafyalardaki Müslüman halkların özgürlük mücadelesine adadı.

Avrupa, Balkanlar, Türkistan, Moğolistan, Çin, Japonya, Kore, Singapur, Hindistan, Hicaz, Filistin ve Kuzey Afrika’yı gezerek gördüklerini kayda geçirdi. 1895’te geldiği İstanbul’da Rusya’da yaşayan Müslümanları Osmanlı Devleti’ne göç etmeye davet etti ve 70 bin Müslüman Türk’ün Anadolu’ya göçmesine vesile oldu.

OSMANLI – JAPONYA İTTİFAKI İÇİN ÇABALADI 

1908’de ilk kez Japonya’ya giderek Japonca öğrendi. Japonya hanedanıyla sıcak ilişki kuran Abdürreşid İbrahim, İngiltere ve Rusya’ya karşı Osmanlı Devleti ile Japonya’nın ittifak kurması için çaba sarf etti.

Birinci Dünya Savaşı’nda İttihad-ı İslam siyasetinin önemli isimleri arasındaydı. İkinci meşrutiyetin ilanı üzerine İstanbul’a geldi. Seyahat notları Sırat-ı Müstakim mecmuasında tefrika edildi. Geniş yankı uyandıran tefrika Alem-i İslam ve Japonya’da İslam’ın Yayılması başlığıyla kitaplaştırıldı.

TOKYO’DA DÜNYAYA VEFAT ETTİ

Mehmet Akif ile tanışıp dost oldu. Büyük şair, vaazlardan birisini şiirleştirdi ve “Süleymaniye Kürsüsünde” adıyla yayımladı. 19. yüzyıl sonlarından itibaren yaptığı seyahatlerle İslam dünyasının çarpıcı bir tasvirini yaptı.

Abdürreşid İbrahim 1933’te 76 yaşında iken tekrar Japonya’ya gitti. Tokyo’da yaşayan Tatar halkının sorunlarıyla ilgilendi. Tokyo Camii’nin planlarını hazırlatıp temelini attırdı. 1939’da İslamiyet’in Japonya’da resmi din olarak tanınmasında büyük bir rol oynadı. Ömrünü İslam aleminin kurtuluşuna adayan Abdürreşid İbrahim’in Tara’da başlayan mücadelelerle dolu hayatı Tokyo’da son buldu. 31 Ağustos 1944’te Tokyo’da vefat ettiğinde 92 yaşındaydı.

Kaynak: Kuzey Haber Ajansı

Devami

Rusya Kazakistan’dan kiraladığı araziyi geri veriyor

Kazakistan ve Rusya arasında Rusya’ya kiralanan Baykonur arazisinden 25 bin hektarın geri verilmesi konusunda ön anlaşmaya varıldı

Kazakistan, uzay gemilerinin fırlatıldığı Baykonur bölgesinde Rusya’ya kiraladığı arazileri geri alma sürecini başlat. Kızır Orda Valisi Krumbek Kuşerbayev’in Rusya Federal Uzay Ajansı (“Roscosmos”) başkanı Igor Komarov ile yaptığı toplantıda Rusya’ya kiralanan araziden 25 bin hektarın geri verilmesi konusunda ön anlaşmaya varıldığı bildirildi.

Novosti-Kazakistan ajansına göre geri alınan topraklar Toretam ve Akai kentlerinin hudutlarını genişletmek için kullanılacak.

Ayrıca toplantıda “Baykonur” kozmodromunun bu yıl 2 Haziran’da yapılacak 60. yıldönümü ve Zafer bayramının 70. yıldönümü törenleri arifesinde gerçekleştirilecek eylem planları da masaya yatırıldı.

Rusya Baykonur kozmodromu ve Baykonur şehrini Kazakistan’dan 2050 yılına kadar kiralamıştı. 2014’ün Aralık ayında Rusya Kazakistan’a Baykonur şehrindeki altı okul ve bir anaokulu geri verdi. Kızıl Orda Valisi bunu şöyle yorumlamıştı:

“Şehirdeki 6 Kazak okulunda öğrenciler Rusya standartlarına göre eğitim alıyorlar. Onlara ‘Putin bizim devlet Başkanımız’ diye öğretiliyor. Sonra bu çocukların bizim Üniversiteyi de kazanmaları mümkün değil. Bunun hak ihlali olduğunu düşünüyoruz.”

Dünya Bülteni

Devami

Tacikistan’dan işçi göçü artıyor

Tacikistan’da ekonomik sıkıntılar sebebiyle işsizliğin artması üzerine ülkeden göç edenlerin sayısı her geçen gün artıyor

Orta Asya ülkelerinde siyasi krizler sebebiyle ekonomik açıdan zor günler geçirilirken özellikle Tacikistan’da yılbaşından bu yana 45 bin kişinin ülkeyi terk ettiği bildirildi.

TJ-inform ajansının Tacikistan Çalışma Bakanlığı Göç Servisini kaynak göstererek yaptığı habere göre bu yılın Ocak –Şubat döneminde 83 bin kişi ülkeden göç etti, 37 bin kişi ise geri döndü. Aradaki fark yaklaşık 45 bin oldu.

Avesta ajansı ülkedeki “Çalışma ve İstihdam merkezinin” verilerine göre 2015 yılının ilk iki ayında 19 bin kişinin istihdam için başvuruda bulunduğunu bildirdi. İstihdam edilenlerin sayısı ise 4 bin 200 oldu.

Resmi verilere göre, 2014 yılında Tacikistan’da 105 binden fazla kişi iş bulma konusunda yardım için Çalışma ve İstihdam Ajansına başvurmuştu. Bu dönemde devlet ajansı katılımı ile 36 bin yani başvuruda bulunanların yüzde 34.5’i istihdam edilmişti.

Dünya Bülteni

Devami

Yemen’de 3 bin Özbek doktor mahsur kaldı

Ülkelerinde maaşlar düşük olduğu için Yemen’de çalışan 3 bin Özbek tıp çalışanı, operasyon sonrası ülkede mahsur kaldı

Suudi Arabistan liderliğindeki Arap ülkelerinin Yemen’de düzenlediği operasyon sebebiyle ülkede 3 binden fazla Özbek tıp çalışanının mahsur kaldığı belirtiliyor.

Ozodlik radyosunun haberine göre operasyonun başlamasıyla tüm devletler Yemen’deki vatandaşlarını tahliye ederken Özbekistan hükümeti bu konuda henüz adım atmadı.

Resmi olmayan bilgilere göre Yemen’de çoğu yüksek eğitimli doktor olmak üzere 3 binden fazla Özbek tıp çalışanı bulunuyor. Özbek doktorların ülkelerindeki düşük maaşlar sebebiyle Yemen’i tercih ettiği ifade ediliyor.

“Ozodlik” radyosuna konuşan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir Özbek doktor bu zor durumda Taşkent hükümetinden yardım beklemediklerini, çalışma arkadaşlarından ise herkesin kendi başına kurtulmaya çalıştığını söyledi.

Yemen’de Özbek Büyükelçiliği olmadığı için Özbek vatandaşları bu ülkeye Rusya şirketlerinin yardımıyla gelmişlerdi. Şimdi de Rus Konsolosluğu yardımıyla Yemen’i terk etmeyi planlıyorlar.

Dünya Bülteni

Devami

Türkmenistan – Afganistan sınırında askeri hareketlilik

Türkmenistan – Afganistan sınır bölgesinde Özbek askerlerinin yanı sıra Rus askeri uzmanların yerleştirildiği bildirildi

Türkmenistan – Afganistan sınırında Özbekistan’dan sınır birlikleri ve Rus askeri uzmanların konuşlandığı öne sürülürken Türkmenistan’ın da bölgeye asker gönderdiği açıklandı.

Türkmenistan Gündemi gazetesinde yer alan haberde Afganistan’ın sınır köylerinde yaşayan halkın da Özbek askerlerin Türkmen topraklarında varlığını gözlemlediklerini belirttiği bilgisine yer verildi.

Daha önce yerel medya Türkmenistan ve Özbekistan cumhurbaşkanları arasında bir telefon görüşmesi yapıldığını duyurmuştu. Özbek lider İslam Kerimov ve Gurbanguli Berdimuhamedov iki tarafı ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konular hakkında görüş alışverişinde bulunmuşlardı.

Yaklaşık bir ay önce ise Rus askeri eğitmenlerin de Türkmen-Afgan sınırında göreve başladıkları bildirildi. Türkmenistan Gündemi Gazetesi, Rusya’nın Türkmenistan’a Afganistan sınırını korumak için yardım ettiğini öne sürdü.

Bu ayın başında ise Tahtabazar sınır bölgesine Türkmen yedek askerlerinin yerleştirildiği ortaya çıkmıştı.

Dünya Bülteni

Devami

Kazakistan’da Başkanlık Seçimlerine Üç aday Katılıyor

Yüksek Seçim Kurulu (YSK), cumhurbaşkanlığı seçimi için resmi başvurusunu yapan adaylardan sadece üçünün bütün gerekli  yükümlülükleri yerine getirerek evraklarını temin etmesi nedeniyle yarışa sadece üç adayın devam  edeceğini açıkladı. Diğer adayların zorunlu olan dil sınavında başarısız olduğu ya da gerekli evrakları temin etmediği belirtildi. Böylece Kazakistan’da  26 Nisan 2015 tarihinde  yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimindeNur Otan Partisi adayı Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev, Komünist Parti’nin adayı Turgun Sızdıkov ve bağımsız olarak adaylığını gösteren Abelgazi Kusainov yarışacak. YSK’nın verdiği bilgiye göre, 25 Mart’ta adayların kayıt işlemleri tamamlandı ve adayların 26 Mart’tan itibaren seçim öncesi kampanyalarını başlatmalarına hak verildi.

YSK’nın açıklamasında, “Adayların seçim öncesi kampanyaları için bütçeden para ayılacak. Adayların televizyonda 15 dakikalık video kaydının yapılmasına toplam 5.250.00 tenge ayrılacak. Her adaya radyoda yapılacak 10 dakikalık program için 200 bin tenge, gazete ve dergilerde iki makalenin yayımlanması için  810 bin tenge verilecek.  Bununla birlikte adayların  seçmenlerle görüşmesi için  kiralanacak ofis bedeli olarak 200 bin tenge ve broşür ve diğer yazılı tanıtım materyallerin  bastırılması için 250 bin tenge ayrılacak. Her bir adayın ulaşım  masraflarını karşılamak için ise 300 bin tenge temin edilecek.” denildi. 9 Mart 2014 tarihi itibarıyla cumhurbaşkanlığı seçimine resmi başvuruyu 27 aday yapmıştı.

Turkkazak.com

Devami

Tayland’daki Uygur Mültecilerin İlk Duruşması Yapıldı

Yaklaşık bir yıldır, Tayland’da tutuklu bulunan ve 24 Mart’ta hakim karşısına çıkarılan bir kısmı Türk vatandaşı Uygur mültecilerin mahkemesi ve ifadelerinin ayrıntılarına ulaşıldı.

Hür Asya Radyosu internet sitesinde yer alan bilgilere göre, duruşmaya tutuklu Uygurlar, avukatları, insan Hakları örgütlerinin müdahil olan temsilcilerinin katıldıkları açıklandı. Türkiye ve Çin Büyükelçiliklerinden de görevlilerin katıldığı belirtildi.

Tutuklu olan ve Türk Vatandaşı olduğu bildirilen Hasan- Rukiye Teklimekan, mahkemede söz alarak konuştu. Rukiye Teklimekan Tayland’a niçin kaçmak zorunda kaldıkları hakkında ayrıntılı bilgiler verdi ve şöyle konuştu:

“Benim iki çocuğum var ve bunlardan biri hapishanede dünyaya geldi. Çocuklarımın da diğer ülke vatandaşı çocuklar gibi kendi ülkesinde yaşama, eğitim alma ve oynama hakkı bulunmaktadır. Bizler her insan gibi çocuklarımız ile birlikte kendi ülkemizde yaşamak istiyoruz. Bu nedenle serbest bırakılmamızı talep ediyoruz.”

Anadolu Ajansı’nda yer alan habere göre ise mahkemede söz alan savunma Avukatı Vrasıt Priyaviyon, müvekkillerini şöyle savundu:

“Tayland yasalarına göre bu şekilde sınır ihlali yapan kişiler azami 48 saat süre ile gözaltında tutulabilir. Özel durumlarda ise bu süre, en çok 7 gün olarak belirlenmiştir. Bu kişiler yaklaşık bir yıldır Tayland yasalarına aykırı olarak hapiste tutulmaktadır. Bir an önce serbest bırakılmalarını talep ediyorum. Türk vatandaşı olan bu Uygurlar Türk pasaportu taşımaktadırlar. Müvekkillerimin, Tayland ve uluslararası yasalar ve anlaşmalara uygun olarak bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyorum.”

Mahkeme’ye müdahil olarak katılan Tayland İnsan Hakları Örgütü Temsilcisi Dantung Yırın de mahkemede söz aldı ve şunları ifade etti:

“Bu mağdur insanlar bir an önce serbest bırakılmalıdır. Bunların tutuklanması Tayland yönetiminin bizzat imza koyduğu uluslararası anlaşmalara tamamen aykırıdır. Hiçbir insan kendi ülkesine dönmek ve orada yaşamak hakkından mahrum edilmemelidir. Bu nedenle biz Tayland İnsan Hakları Teşkilatı olarak, bu tutuklu Uygurların bir an önce serbest bırakılmasını talep ediyoruz.”

Anadolu Ajansına konuşan Taylan’daki Türkiye Büyükelçisi Ahmet İldem Akay ise, ”Biz bu tutuklu Uygur Türklerinin Türk Vatandaşı olduklarını sürekli dile getiriyoruz. Bugünkü duruşmada da ifade ettik. Bu insanlar Türk vatandaşıdırlar. Bunlar Türkiye’ye gitmek istiyorlar. Biz de onları ülkemize kabul etmeye hazırız. Bu konuda bütün sorumluluk ve yetki Tayland yönetiminin elindedir. Mahkemenin kararını bekliyoruz.”

Çin’in ise mahkemeye bir görevli göndererek yargı safhasını takip ettiği belirtildi.

Çin Dış İşleri Bakanlığı Sözcüsü Pekin’de düzenlediği olağan basın toplantısında bir gazetecinin “Tayland’daki tutuklu Uygurların yargı sürecini takip edip etmedikleri yolundaki bir soruyu “İnsan kaçakçılığı ve sınırı aşan yasadışı göç sorunu bütün ülkeleri ilgilendiren uluslararası bir sorundur. Bu sorun her ülkenin güvenliğini tehdit eden bir meseledir. Biz yönetim olarak diğer ülkelerle bu sorunun çözümü için işbirliğine her zaman açığız” şeklinde kaçamak sözlerle geçiştirmeye çalıştı.

Bangkok Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşma Tayland basını ve uluslararası medyanın da yoğun ilgi gösterdiği, bu suretle Doğu Türkistan ve Uygur meselesinin de geniş şekilde ele alındığı ve gündeme geldiği bildiriliyor.

Devami

Kazakistan, Rusya-Çin Gaz Boru Hattının Kazakistan Üzerinden Geçmesini İstiyor

Kazakistan, Rusya ile Çin tarafından  inşaası planlanan  “Sibirya Gücü”  adlı doğal gaz boru hattının Kazakistan üzerinde döşenmesini  taraflara tekrar teklif etti.  Moskova’ya bu teklifin yapıldığı Kazmınay Gaz CEO’su Suat Minbayev tarafından açıklandı. Rusya ile Çin, “Sibirya Gücü”  doğal gaz boru hattının Rusya’dan Altay bölgesi üzerinden doğrudan Çin’e inşa edilmesi konusunda anlaşmıştı.

Kazak yetkililerin belirttiklerine göre şu anda Rus gazının sevkiyatları Kazakistan’ın güneyine Buhara-Ural ve Bozoy-Şımkent gaz boru hatları üzerinden yapılıyor. Gaz,  Bozoy-Şimkent gaz boru hattının mevcut  düşük kapasitesinden dolayı Orta Asya-Çin gaz boru hattına  gönderilemiyor, ancak Kazakistan söz konusu gaz boru hatları boyunca yeni pompalama istasyonlarını kurarsa gaz geçiş kapasitesini 2,5 metre küpten 10 milyar metre küpe kadar arttıracak. Böylece Kazakistan, yeni bir doğal gaz boru hattının inşaası yerine kendi topraklarında kullanılmakta olan boru hatlarının kapasitesini artırarak  kullanılmasını  ve mevcut boru hatları arasında ilaveten bağlantılarının inşa etmesini teklif ediyor.  Uzmanlara göre, Rusya ile Çin ‘in söz konusu teklife sıcak bakmayacağını düşünüyor.

Turkkazak.com

Devami

AGİT: Kerimov’un adaylığı Özbek anayasasına aykırı

AGİT tarafından Özbekistan seçimleri ile ilgili hazırlanan raporda İslam Kerimov’un adaylığının anayasaya aykırı olduğu ifade edildi

Özbekistan’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine sınırlı sayıda gözlemci ile katılmakta olan AGİT heyeti ülkeyi dikta rejimi ile yöneten İslam Kerimov’un adaylığının ülke anayasasına aykırı olduğunu bildirdi.

AGİT heyeti konu ilgili raporunu Özbekistan’ın başkenti Taşkent’te açıkladı. Raporda Kerimov’un Anayasa’ya aykırı halde aday olması ilk defa dile getirildi.

Heyetin raporunda “Özbekistan Anayasasında bir kişinin iki defadan fazla Cumhurbaşkanı olamayacağı açıkça ifade edilmiştir. Ancak şimdiki Cumhurbaşkanı mevcut anayasa yürürlüğe girdikten sonra üçüncü defa bu koltuğa aday olmaktadır”, denildi.

Raporda Şubat ve Mart aylarında Özbekistan Senatosu, Anayasa Mahkemesi, Başsavcılığı ve Merkez Seçim Komitesi’ne Kerimov’un adaylığının yasalara aykırı olduğu gerekçesiyle itiraz edildiği belirtildi ve henüz bu itirazlara herhangi bir resmi cevabın verilmediği kaydedildi.

Avrupalı gözlemciler cumhurbaşkanlığı süresinin yedi yıldan beş yıla indirilmesinin de yasadışı olduğunu savundu. AGİT, halk oylamasıyla kabul edilen anayasa değişikliklerinin yine halk oylamasıyla değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.

29 Martta yapılacak Özbekistan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yaklaşık 400 uluslararası gözlemcinin izleyeceği bildirildi. Ancak bu gözlemciler kendileri seçtikleri bölgelerde seçimleri denetleyemeyecek.

Dünya Bülteni

Devami