Skip to content
Haberler >
  • TÜRKİSTANDER Olağanüstü Genel Kurul toplantısı
  • GÖÇ İDARESİ’NİN ZORLA GERİ GÖNDERDİĞİ GÖÇMENLERİ İŞKENCE VE ÖLÜM BEKLİYOR!
  • Özbekistan: 2023'te en çok konulan isimler
  • Özbekistan’da işkencede ölüm olayları artıyor -4
  • Özbekistan'da işkencede ölüm olayları artıyor-3
TÜRKİSTANDER
Banner Ads
  • ANASAYFA
  • HAKKIMIZDA
  • FAALİYETLER
    • FAALİYETLER
    • DUYURULAR
  • HABERLER
    • TÜRKİYE
    • TÜRKİSTAN HABER
      • Doğu Türkistan
      • O’zbekistan
      • Kazakistan
      • Kırgızistan
      • Türkmenistan
      • Tacikistan
      • Horasan
      • Güney Türkistan
    • DÜNYA HABER
  • DERSLER
    • İSLAM
      TARİH
      Мусулмоннинг мусулмон биродари устидаги ҳақ-ҳуқуқлари

      Мусулмоннинг мусулмон биродари устидаги ҳақ-ҳуқуқлари

      Qiyinchilik yetganda amal qilinadigan qoidalar

      Qiyinchilik yetganda amal qilinadigan qoidalar

      30 odimda farzand tarbiyasi (6 Odim)

      30 odimda farzand tarbiyasi (6 Odim)

      Бу намоздир!

      Бу намоздир!

      Türkistanlı kahraman Osman Batur

      Türkistanlı kahraman Osman Batur

      1942’de Hollanda’da 101 Orta Asyalı neden öldürüldü?

      Türkistan’dan Mısır’a işleyen gemiler

      Türkistan’dan Mısır’a işleyen gemiler

      Tarihsiz kelajak ildizsiz daraxtdir

      Tarihsiz kelajak ildizsiz daraxtdir

    • İSLAM
    • TARİH
    • Türkçe Dersi
  • TÜRKİSTAN
    • GENEL BİLGİLER
    • TARİH
    • Kazakistan
    • Kırgızistan
    • Özbekistan
    • Tacikistan
    • Türkmenistan
  • GALERİ
    • VİDEOLAR
    • FOTOGRAFLAR
    • .
  • YAZARLAR
    • Burhan Kavuncu
    • Dr. N. Normumin
  • İLETİŞİM

Kategori: TÜRKİSTAN HABER

“Özbekistan halkına hizmet için yola çıktık”

22 Ekim 20194 Kasım 2019

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Özbekistan’da Sağlık Bilimleri Üniversitesince kurulan İbn-i Sina Tıp Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokuluna ilişkin “Buhara’da vereceğimiz tıp eğitiminin neticesinde donanımlı gençler yetiştirmek ve Özbekistan halkına hizmet etmek üzere yola çıktık.” dedi.

Erdöl, tarihi Buhara şehrinde kurulan Sağlık Bilimleri Üniversitesi İbn-i Sina Tıp Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokuluna ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Buhara Devlet Tıp Enstitüsü bünyesinde Sağlık Bilimleri Üniversitesi İbn-i Sina Tıp Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunu açtıklarını dile getiren Erdöl, “Türkiye’nin yurt dışında açmış olduğu ilk tıp fakültesini tıbbın atası İbn-i Sina’nın memleketi olan Buhara’da açmak bize büyük bir mutluluk veriyor.” ifadesini kullandı.

Özbekistan’da tıp ve sağlık eğitiminin gelişmesine katkıda bulunmak istediklerini vurgulayan Erdöl, “Buhara’da vereceğimiz tıp eğitiminin neticesinde donanımlı gençler yetiştirmek ve Özbekistan halkına hizmet etmek üzere yola çıktık. Bu gençler, sağlık sisteminde önümüzdeki yıllarda büyük bir atılım yapmasını beklediğimiz Özbekistan’ın önemli yapı taşlarını oluşturacaktır.” dedi.

Erdöl, imkanlar açısından Buhara’da eğitim yuvası kurmanın başkentte kurmaya göre daha zor olmasına rağmen, tıbbın atası İbn-i Sina’nın memleketini seçtiklerini kaydederek bu konuda verdikleri destekten dolayı iki ülke cumhurbaşkanlarına teşekkürlerini iletti.

Özbekistan ile iki yıldır staj ve ihtisas eğitimi alanlarında iş birliklerinin devam ettiğini söyleyen Erdöl, “Bir tıp fakültesi olarak, ülkemizin yurt dışında yapmış olduğu ilk adım. Bu hayırlı adımın Buhara’da, İbni Sina’nın memleketinde atılmış olması oldukça önemli ve bunu çok önemsiyoruz.” ifadesini kullandı.

Erdöl, ilk yıl 146 olan öğrenci sayısının sonraki yıllarda daha da artacağını belirterek şöyle devam etti:

“Biz bu işi belli bir planlama dahilinde yaptık. Aslında hem Özbekistan’dan ve Türkiye’den hem de Türk cumhuriyetlerinden öğrenci alınmasını planlamıştık. Ama bu yıl sadece Özbekistan’dan öğrenci alabildik. Bu işlemleri çok kısa sürede tamamlamasından dolayı Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) Başkanı Yekta Saraç Hoca’mıza da teşekkür ederiz. YÖK’ten izin aldık. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın tensipleriyle açılış resmileşti. Bir Özbek atasözü var: ‘Bir kişi köprü yapar, üzerinden bin kişi geçer.’ Bir köprü yapıldı. İnşallah üzerinden bin değil, binlerce kişi geçecektir. Buna da biz katkı verdiğimiz, üzerinde emeğimiz olduğu için de ayrıca mutluluk duyuyoruz.”

– “Türkiye’nin sağlık alanındaki tecrübelerinden istifade etmek istiyoruz”

Buhara Devlet Tıp Enstitüsü Rektörü Prof. Dr. Amrulla İnayatov da Cumhurbaşkanı Şevket Mirziyoyev’in 2017’deki Türkiye ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmede, eğitim alanındaki iş birliğinin geliştirilmesi konusunda mutabık kalındığını anımsattı.

Bunun üzerine Türkiye’ye giden çalışma ekibinin, Sağlık Bilimleri Üniversitesinin eğitim sistemi ve potansiyelini iyice araştırdığını, Türkiye’den bir heyetin de Özbekistan Sağlık Bakanlığında yaptığı görüşmelerin ardından Buhara Devlet Tıp Enstitüsü bünyesinde Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulunun açılmasına karar verildiğini anlattı.

Türk tarafının Buhara’yı seçmesinde bu şehrin İbn-i Sina’nın memleketi, geçmişte ilmin, medeniyetin, ticaretin ve çağdaş tıbbın merkezi olmasının etkili olduğuna dikkati çeken İnayatov, “Türk tarafının Buhara’yı seçmesi bizler için büyük bir şeref ve aynı zamanda büyük bir sorumluluk.” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Mirziyoyev’in tıbbın atası İbn-i Sina’nın memleketi Buhara’da tıbbın gelişmesine ayrıca önem verdiğine işaret eden İnayatov, “Türkiye ile iş birliğinde kurulan Tıp Fakültesi ve Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Özbekistan’da tıp eğitiminin ve sağlık hizmetlerinin üst düzeye çıkarılmasına hizmet edecektir.” ifadesini kullandı.

İnayatov, şimdiye kadar 100’den fazla Özbek öğrenci ve öğretim görevlisinin Türkiye’nin önde gelen tıp fakülteleri ve hastanelerinde ihtisas gördüğünü belirterek “Tıp ve sağlık eğitimi konusunda büyük bir tecrübeye sahip Türkiye’nin deneyimlerinden istifade etmek istiyoruz.” dedi.

https://www.trtavaz.com.tr/haber/

Devami
HABERLER, O'zbekistan

Uygur Türkü yazar Nurmuhammet Tohti’nin cesedi kelepçeli olarak teslim edildi

13 Haziran 201929 Ocak 2021

Uygur Türkü yazar Nurmuhammet Tohti, Nisan ayında sorgu için evine gelen Çin polislerince gözaltına alındıktan sonra toplama kampına kapatıldı ve kendisinin sorgu ve işkence sırasında şehit edildiği ortaya çıktı.

Doğu Türkistan’in ünlü akademisyen ve yazarlarından olan Nurmuhammet Tohti’nin cesedi, eli ayağındaki kelepçesiyle ailesine teslim edildiği öğrenildi.

1949 Hotan doğumlu Uygur Türkü yazar Nurmuhammet Tohti’nin, Nisan ayında sorgu için evine gelen Çin polislerince gözaltına alındıktan sonra toplama kampına kapatıldığı ve uğradığı kötü muamele sonucu eski ağırılarının tekrarlanarak hastalanmasına rağmen götürüldüğü kampta 70 gün süren gözaltı, sorgu ve işkence sırasında şehit edildiği ortaya çıktı.

Uygur Aktivist Abduveli Ayup’un temin ettiği bilgilere göre Çin polis kuvvetlerinin 2 Haziran’da şehidin ailesine cansız bedenini ayaklarındaki kelepçelerle olduğu gibi teslim ettiği ileri sürülüyor.

https://www.dunyabulteni.net/

Devami
Doğu Türkistan, HABERLER

Özbekistan’da 28 Şubat Rüzgarları

5 Mart 201910 Nisan 2019

Özbekistan’da Başkan Mirziyoyev halkın ihtiyacı olan reformları gerçekleştirmeye çalışırken, Kerimov dönemi kadroları da baskılarını arttırıyor. 15 Ağustos 2018’de yürürlüğe giren “Başörtüsü” yasağından sonra 18 yaş altındaki genç ve çocuklara yönelik dinî eğitim ve camii yasakları yaygınlaştırıldı. Çocuklarının Kur’an öğrenmesi için gayret eden aileler ve evlerde ders veren öğretmenler mahalle mahkemelerinde “yasadışı faaliyetle” suçlanarak cezalandırılıyor.

Özbekistan’ın Namangan şehrinde geçtiğimiz ay şehir TV’sinde yayınlanan bir videoda, mahalle mahkemesinde yapılan bir yargılamanın görüntülerine yer verildi. Videoda “Gezici Mahkeme”de yargılanan sanıklar, Vilayet Âli Başkanlığı yöneticileri, eğitimci ve hukukçular “suçun” ne kadar tehlikeli ve büyük olduğunu anlatıyorlar. 

 

Biri 69 yaşında üç kadın, evde çocuklara Kur’an öğrettiği için cezalandırıldı

Videoda ilk olarak Namangan şehri Uyçi ilçesinde oturan Tohtasinov Batırcan Tursunoviç (48) isimli hocanın yargılanması gösterilmiş. Tohtasinov “bir kaç çocuğa Muallim-i Sani isimli kitaptan (Türkiye’deki elif cüzü benzeri) ders verdiğini, bunun suç olduğunu bilmediğini, yakalandıktan sonra kolluk kuvvetlerinden öğrendiğini ve bir daha bu suçu işlemeyeceğini” söylemesine rağmen hapis cezası almaktan kurtulamıyor.

             

 

Uyçi ilçesinin bir mahallesinde kurulan seyyar mahkemede yargılamaya konu olan olayların (evde çocuklara Kur’an öğretme) hepsi de aynı yerde, Uyçi’de yaşanmış.  Tohtasinov’dan sonra 69 yaşındaki Hayrunnisa Corayeva, 55 yaşındaki Damina Muteberhan ve 65 yaşındaki Nurmetova Munevverhan isimli kadınlar da, evlerinde çocuklara Kur’an öğretmek suçundan “gezici mahkemede” yargılanıyorlar. Yargılamaya katılan mahalle halkı sessiz bir şekilde olayı izliyor.

Uyçi İlçesi Gezici Mahalle Mahkemesi ve “suçlu”  bayan Hayrunnisa Corayeva (69)

Mahalle yargılaması sırasında bazı resmi görevli bürokrat, eğitimci ve hukukçular  sanıkların ne kadar vahim bir suç işlediklerini anlatıyor. Bir görevli aslında eğitimin nasıl olması gerektiğini  söylüyor: Bir eğitimci “İmam Buhariler, Farabiler, Zamahşeriler, Maturidiler ve Tırmiziler hepsinin yazdığı güzel kitaplardan aldığımız ilimleri çocuklarımıza doğru bir şekilde anlatmalıyız“. Bir diğeri de “Çocukların dini konularda ilk olarak onların öğretmeninin anne- babası olması lazım ve eğitimin geri kalanını 18 yaşından sonra İslami liselerde ya da üniversitelerde okuması için imkanlar yaratılmıştır” diyerek zımnen “18 yaşından önce dini eğitimin yasak olduğunu”  ifade ediyor.

 

Namangan Vilayeti “Âli Başqarması Bölüm Başlığı” (Yüksek Başkanlık Bölüm Başkanı) Begzad Sarımsakov yaptığı açıklamada: “Günümüzde toplumumuzdaki sorunlardan birisi de yasadışı eğitim verilmesidir. Özbekistan Cumhuriyeti’nde bu hususları düzenleyen bir dizi kanun hüccetleri kabul edildi. Dini teşkilatlar konusundaki kanunda dini eğitimden ders verme düzeni gösterilmiştir. Buna göre yeterli dini bilgiye sahip ve merkezi dini teşkilatın izni ile ders vermeye ruhsat verilmektedir. Buna aykırı davrananlara Özbekistan Ceza Kanunu’nun 241. maddesinde “yasadışı dini eğitim verenlere” verilecek ceza belirtilmiştir. Buna göre “yasadışı dini faaliyetle ilgilenmek” ve “vicdan erkinliğine aykırı davranmak” ile ilgili maddelerdeki cezalar uygulanır” diyor.

Gezici Mahalle Mahkemesi’ndeki yargılama sonunda çocuklara izinsiz Kur’an öğreten kadınların, yaşları ve pişman olmaları dikkate alınarak hapis cezası yerine “asgari ücretin dokuz katı miktarınca para cezası ödemelerine”  karar verildi.

Özbekistan Devlet Başkanı Şavkat Mirziyoyev çocuklara hafızlık eğitimi verilmesini teşvik ederken, DXX (Devlet Güvenlik Teşkilatı) görevlilerinin hafızlık eğitimi alan çocukların aileleri ile hocalarına yönelik operasyon düzenlediği haberleri, geçtiğimiz aylarda çeşitli haber sitelerinde yayınlanmıştı. Geçtiğimiz Ocak ayında da DXX Başkanı İhtiyar Abdullaev görevinden alındı ve hakkında yasal işlem başlatıldı.

Özbekistan’da reformcu Başkan Mirziyayev ile Kerimov rejiminin takipçisi parahor (yolsuzluk şüphelisi) Rüstem İnayetov arasındaki mücadelenin nasıl gelişeceği merakla bekleniyor.

Devami
HABERLER, O'zbekistan, TÜRKİSTAN HABER, VİDEO HABERGezici Mahkeme, İmam Buhari, Maturidi, Mirziyoyev, Namangan, Özbekistan, Rüstem İnayetov, Uyçi

İstanbul’da “Ben de Uygur’um, Ben de Doğu Türkistanlıyım” mitingi yapıldı

23 Şubat 201923 Şubat 2019

 

Bugün İstanbul Beyazıt Meydanı tarihi günlerinden birini yaşadı. Binlerce Türkistanlı ve Türkiyeli müslüman, Doğu Türkistan’da Çin işgal yönetimi tarafından sürdürülmekte olan zulümleri protesto etti. Doğu Türkistan buluşmasına Doğu Türkistan dernek ve vakıflarının yanı sıra Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Sekreteri Necati Ceylan, Hoca Ahmet Yesevi Vakfı Başkanı İlyas Saka, Türkistander Başkanı Burhan Kavuncu ve bir çok siyasetçi, STK temsilcisi destek verdi.

Saat 12’de Beyazıt Meydanı’nda toplanan kalabalık tekbir ve sloganlarla, Doğu Türkistan’ın yalnız olmadığını ilan ediyordu. Program, Doğu Türkistan Teşkilatlar Birliği Genel Başkanı Hidayet Oğuzhan‘ın hazırlanan Basın Açıklaması’nı okumasıyla başladı.

Hidayet Oğuzhan konuşmasına başlarken “Bütün Türkistan boylarını, Özbekleri, Kazakları, İslam ümmetinin bütün şubelerini ve dünya mazlumlarını, Türkleri, Kürtleri, Arapları, Afrikalıları Doğu Türkistan’ın ıztırabını paylaşmaya, hep beraber  “Ben de Uygurum, Ben de Doğu Türkistanlıyım” diye haykırmaya çağırdı. Oğuzhan:  “Türkistan coğrafyasında bir tarih kapatılmak üzere, bir millet yok ediliyor , bir medeniyet yok ediliyor , kültürel ve ırki soykırım sürüyor.izzet ve namuslar çiğneniyor,minareler susturuyor, camileri yıkılıyor kuran ve kutsallar yakılıyor. Bugün burada herkesi etnik kimlikleri, töreleri,inançları ve değerleri ne olursa olsun Bir İnsan olarak kendilerine düşen mes’uliyet ve mecburiyetlerini yapmaya davet etmek için toplandık. Bugün Türklüğün, Müslümanlığın ve insanlığın sınav günüdür, bugün Doğu Türkistan meselesinin, Türklerin,  Azeri’nin, Özbeklerin, Kırgızların, Kazakların, Kürt’lerin,  Arapların,  Afrıkalının,  Asyalının, Batılının, Doğulunun, Ümmetin ve vicdanı olan bütün insanlığın meselesi olsun isteriz. Herkesin #BendeUygurum #BendeDoğuTürkistanlıyım
demesini ve haksızlığın, hadsizliğin ve zulmün karşısında durmasını istemek için bugün buraya toplanmış bulunuyoruz” dedi.

(Basın Açıklaması’nın tam metni aşağıda)

Daha sonra Alperen Ocakları İstanbul Şubesi, Doğu Türkistan Kültür Derneği Başkanı Seyit Tümtürk ve bazı siyasetçiler duygu ve düşüncelerini paylaştılar. Günün son konuşmasını Türkistander Genel Başkanı Burhan Kavuncu yaptı.

Kavuncu konuşmasında şunları söyledi:

“Şu meydandaki her kardeşimizin  en az bir akrabası ya şehit oldu, ya toplama kamplarında veya hapishanelerde. Bunun için Doğu Türkistan’da yaşadığımız büyük acıları size tekrar anlatmama gerek yok.

Ben bazı hususların altını çizmek istiyorum. Doğu Türkistan’daki Çin işgali, Batı Türkistan’ı da tehdit etmektedir. Özellikle Kırgızistan ve Tacikistan Çin tehdidiyle karşı karşıyadır. Çin ordusu sınır bölgesinde Tacikistan topraklarını işgal etmeye başlamıştır. Tacikistan’ın satılmış devlet başkanı İmamali Rahmanov Çin’den para alarak sınır bölgesindeki ülke topraklarının işgal edilmesine izin vermektedir. Bütün Batı Türkistan, Çin tehdidi altındadır. Bu sebeple bizim Özbek, Uygur, Kazak demeden, hep birlikte Çin işgaline karşı durmamız gerekmektedir.

Bir diğer husus, Doğu Türkistan mücadelesi dünyanın en temiz, en saf, Allah’ın rızasına en yakın bir mücadeledir. Bu mücadele ne bir mezhep mücadelesi, ne etnik bir mücadele, doğrudan doğruya hak ve batılın bir mücadelesidir. Allah’ın razı olduğu ve Allah’ın yardımına mazhar olacak bu mücadeleyi kimsenin kirletmesine izin vermeyeceğiz. Özellikle Çin büyük şeytandır ama Amerika en büyük şeytandır. Amerika’nın dünyada yardım ettiği, himayesine aldığı hiç bir millet, hiç bir topluluk iflah olmamıştır. Biz Amerika’dan yardım da istemiyoruz, destek de istemiyoruz. Amerika bize uzak dursun yeter. Bize Allah’ın yardımı yeter diyoruz. Amerika bizi, kendi içimizde bölerek ‘Amerikancı Uygurlar, Amerikancı Özbekler, Kazaklar’ diye gruplaştırarak, birbirimize düşürmek istiyor. Eğer biz bunun fitnesine, fesadına, iğvasına kapılırsak Allah’ın yardımından mahrum kalacağımızı unutmamalıyız.

Son olarak Çin Komünist Partisi, komünist ismini kullanmasına rağmen dünyanın en vahşi kapitalist ülkesinin hakimidir. Çin devleti dünyanın en ucuz iş gücünü kullanarak, işçi ücretlerini, emeğin hakkını bütün dünyada düşürerek, ucuz ve kalitesiz mal üretmektedir. Çin malı denilince herkesin aklına ilk önce bu geliyor. Ucuz ve kalitesiz üretim. Şimdi bu ucuz ve kalitesiz mallarına, Türkiye’den Aydınlık gazetesi ile Sabah/ a haber grubunu da katmış. Parayla yaptırdığı yalan haberleri bunlara yayınlatıyor. Doğu Türkistan’ın Müslüman halkını arkadan vuran bu yalancıları da burada kınıyoruz”.

 

BASIN AÇIKLAMASI METNİ

23 Şubat Basın Açıklaması

 

#Ben deUygurum #Ben deDoğuTürkistanlıyım BasınAçıklaması

#Ben de Uygurum #Ben Kazağım #Ben Kırgızım  #Ben Özbeğim      #BenDoğu Türkistanlıyım #AnnemNeredeBabamNerede #KardeşlerimNerede #HeyitiSerbestBırak  #HalkımıSerbestBırak #ToplamaKamplarınıKapat

Türkistan coğrafyasında bir tarih kapatılmak üzere, bir millet yok ediliyor , bir medeniyet yok ediliyor , kültürel ve ırki soykırım sürüyor.izzet ve namuslar çiğneniyor,minareler susturuyor, camileri yıkılıyor kuran ve kutsallar yakılıyor. Bugün burada herkesi etnik kimlikleri, töreleri,inançları ve değerleri ne olursa olsun Bir İnsan olarak kendilerine düşen mesuliyet ve mecburiyetlerini yapmaya davet etmek için toplandık. Bugün Türklüğün,Müslümanlığın ve insanlığın sınav günüdür, bugün Doğu Türkistan meselesinin,Türklerin, Azeri’nin, Özbeklerin, Kırgızların, Kazakların, Kürt’lerin, Arapların, Afrıkalının, Asyalının, Batılının, Doğulunun, Ümmetin ve vicdanı olan bütün insanlığın meselesi olsun isteriz. Herkesin #BendeUygurum #BendeDoğuTürkistanlıyım
demesini ve haksızlığın, hadsizliğin ve zulmün karşısında durmasını istemek için bugün buraya toplanmış bulunuyoruz.

Malum olduğu üzere, Çin’in Doğu Türkistan’da son iki senedir sürdürmekte olduğu asimilasyon ve imha politikası, üç alandaki uygulamalarla Doğu Türkistan’ın varlığına son vermeyi hedeflemektedir: Bunlar: Toplama kampları, Çinli-Uygur akrabalaştırma projesi ile bütün inanç ve kimlikleri Çinlileştirme politikasıdır. Bir halkı yok etme yönündeki bu hamlelerin yarattığı ızdırap ve çığlıklar, ne kadar bastırılmak istense de arşa kadar yükseldi. Mazlumların feryadını duymayan kalmadı. Dünya ve Türkiye kamuoyunda meydana gelen infial ve Türk milletinin iftiharı olan Abdurehim HEYİT’in şehit edildiği haberinin yayılması üzerine, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ve Hükümet sözcüsü milletin hissiyatına tercüman olarak birer açıklama yaptılar. Bu açıklamalarda özetle şunlar söylendi:
“Uygur Türklerinin ve diğer Müslüman toplulukların temel insan haklarını ihlal eden uygulamalar, özellikle son iki yıl içerisinde ağırlaşmış ve uluslararası toplumun gündemine taşınmıştır.
Özellikle Ekim 2017’de “Tüm Dinlerin ve İnançların Çinlileştirilmesi” siyasetinin resmen ilan edilmesi, Uygur Türklerinin ve bölgedeki diğer Müslüman toplulukların etnik, dini ve kültürel kimliklerinin tasfiye edilmesi hedefi doğrultusunda atılmış yeni bir adım olmuştur.
Keyfi tutuklamalara maruz kalan bir milyondan fazla Uygur Türkünün toplama kamplarında ve hapishanelerde işkence ve siyasi beyin yıkamaya maruz bırakıldıkları artık bir sır değildir.
Kamplarda alıkonmayan Uygurlar da büyük baskı altında bulunmaktadır.
Yurtdışında yaşayan Uygur asıllı soydaş ve vatandaşlarımız bu bölgedeki akrabalarından haber alamamaktadır. Binlerce çocuk ebeveynlerinden uzaklaştırılmış, yetim kalmıştır.
21. yüzyılda toplama kamplarının yeniden ortaya çıkması ve Çin makamlarının Uygur Türklerine yönelik sistematik asimilasyon politikası insanlık adına büyük bir utanç kaynağıdır”.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında ayrıca “Türk kamuoyunun Doğu Türkistan’daki ağır insan hakları ihlalleri konusundaki tepkisinin Çin makamlarınca dikkate alınması, Uygur Türklerinin temel insan haklarına saygı gösterilmesi ve toplama kamplarının kapatılması” istenmiş, BM bu insanlık trajedisinin sona erdirilmesi için etkili adımlar atmaya çağırılmıştır.

Türkiye’nin resmi tepkisini bildirmesinin üzerinden 24 saat geçmeden Çin’in resmi basını, Abdurehim Heyit’in hayatta olduğunu iddia eden bir video yayımladı. Ardından Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ve Ankara Büyükelçisi, pişkin ve küstahça toplama kamplarını savunarak Türkiye’ye karşı nezaketsiz, kustah bir uslüpla cevap verdiler.
Yayımlanan 26 saniyelik bu video bile Çin’in utanmazlığının, sanatçıları hapislere
doldurduğunun itirafıdır. Doğu Türkistanlılara yapılan işkencelerin yeni bir ispatıdır. Abdurehim Heyit, ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmeden ve rahat bir şekilde konuşamadan, yapılan açıklamaları kabul etmiyoruz.
Ve biz de onlara diyoruz ki: Ey Çin ! Daha önce şehit edildiği haberlerini aldığımız  şahsiyetlerin de hayatta olduklarına yönelik video görüntülerini yayınla! Ünlü Tıp profesörü Halmurat Ghopur nerede? Dünyaca meşhur tarihçi Prof.Dr.Rahile Davut’tan tam onüç aydır haber alınamıyor. Yaşıyorlarsa videosunu görmek istiyoruz. İslam aleminin iftiharı olan Abdulkerim Abdulveli, Abdulhamid Damolla, Muhammed Salih Damolla vr Abdulahad Han Mahdum gibi nice alimlerimizin öldüğünü açıkladın, cenazelerini vermedin. Alimlerimizi, aydınlarımızı, işadamlarımızı, sanatçılarımızı, sporcularımızı serbest bırak! Akrabalarımızı serbest bırak. Halkımızı serbest bırak ve Çin nazi kamplarını şartsız olarak kapat.

Çinin Doğu Türkistana Yabancı gözlemci çağırma oyununu kabul etmiyoruz.
Çinin kamp iddialarımızı çürütme gayretinde yabancı ülke heyetlerini tertip ve tezgah ortamında Doğu Türkistan’a gözleme için çağırmasının Çin gibi baskıcı ve dikta rejimin organizasyonda adil ve şeffaf olmayacağından dolayı bu tür tek taraflı, kontrollü ve düzmece ziyaretler neticesinde sunulacak her türlü açıklama ve raporu tamamen reddediyor ve kabul etmediğimizi ilan ediyoruz.

Bunun karşılığında Doğu Türkistan diasporası olarak Türkiye başta olmak üzere BM, İİT, Arap Birliği, uluslararası İnsan Hakları Örgütleri ve Doğu Türkistan Diasporası vekillerinden teşkil eden bağımsız bir Teftiş heyetinin Doğu Türkistan’a gitmesi talebinde bulunuyoruz. Bu heyetin sağlıklı, adil ve şeffaf gözlem ve incelemelerde bulunabilmeleri için ziyaret esnasında Çin yönetiminin tamamen devre dışı kalmasını talep ediyoruz,  Aksi tadirde Çin’in uyduruk model tertipleri çerçevesinde yapılacak bütün yabancı gözlemci ziyaretlerini bir tiyatro olma dışında bir anlamı olmadığını ilan ediyoruz.

İşbu nedenle Türkiye’deki Doğu Türkistanlı Sivil Toplum Kuruluşları olarak Çin’in Doğu Türkistan’daki toplama kamplarında tutulan akrabalarımıza sahip çıktığımızı gösterebilmek amacıyla bu Basın Açıklamasını yapmaktayız.
2050 senesine kadar Dünyaya hakim olma rüyasına ulaşmayı hedefleyen işgalcı Çin, tek Çin-Tek Millet (Çin Milleti ve Çin Devleti) yaratmak açısından projenin çok önemli bir kısmı olan Doğu Türkistan için Uygurların yok edilmesi veya tamamen Çinlileştirilmesi hedeflenmiştir. Hedefe ulaşmak için olağan üstü bir operasyona hızlı geçiş yapan Çin 70 senelik zulüm politikasını bir anda zirveye çıkarmıştır.

BM ve Uluslararası İnsan Hakları teşkilatları temsilcileri, herhangi bir yargı kararına dayanmaksızın toplama kamplarına konulan kişi sayısının 1 milyonu aşkın olduğunu iddia etmişti. Gayri resmi kaynaklar ve bulgulardan yola çıkarak 3 ile 5 milyon kadar insanın kamplarda tutulduğu kanaatindeyiz. Toplama kamplarında ırkî ve dinî aşağılama esaslı Çinlileştirme projesi yürütülmektedir. Kamp veya hapishanelerde şehit edilen veya hayatını kaybeden vatandaşlarımızın cenazeleri verilmemekte mezarları gösterilmemektedir.

Ayrıca “kardeş aile projesi” adı altında Çin Komünist Partisi üyeleri veya istihbarat elemanları, erkekleri hapse atılan ailelerimizin evlerine yerleştirilerek birlikte yaşamaya zorlanmakta, genç kızlarımız Çinli erkeklerle evlendirilmeye mecbur bırakılmaktadır.

Müslüman Türkistan halkı içki içme ve domuz eti yemeye zorlanmaktadır. Doğu Türkistan ile dışarıdan irtibat kurmak, telefonla görüşmek imkânsız hale gelmiştir. İrtibat kurulanlar direkt hapse atılmakta, hapse atılanların akıbetinden ise haber alınamamaktadır.

Çin’in Doğu Türkistan halkının milli, dini ve kültürel kimliğine yönelik başlattığı Çinlileştirme politikasını gerçekleştirmek için her türlü asimilasyon tuzakları, aile planlama ve Çinli göçmen-yerleşimci politikaları ile bölgenin demografik yapısının değiştirme icraatları tam hız ilerlemektedir. Böylece 40 milyonluk Müslüman Türk halkı dünyanın göz önünde etnik ve kültürel büyük bir soykırıma maruz kalmaktadır. Dil, kültür, medeniyet miraslarımız, camilerimiz yok edilmekte, Uygur kızları meslek edindirme bahanesi ile Çin’e gönderilmekte, kızlarımız Çinlilerle zorla evlendirilmektedir. Ebeveynleri toplama kamplarında tutulduğundan dolayı başı boş kalan masum çocuklar da özel hazırlanmış mankurtlaştırma kamplarında Çinlileştirmeye tabi tutulmaktadır.

70 yıldan beri işgal altında olan ata yurdumuz Doğu Türkistan geçmiş yıllarda büyük katliamlar yaşadı. 1991’de Barın Katliamı, 1997’de Gulca Katliamı, 2009’da Urumçi katliamlarında onbinlerce Doğu Türkistanlı öldürüldü. Kadın erkek Türkistanlıların infaz görüntüleri hala hafızalarımızdadır. Doğu Türkistan halkı bu katliamlara rağmen asla teslim olmadı. Fakat şimdi yaşadığımız 2017 sonrası dönem artık bir TOPLU İMHA OPERASYONU’dur. 21. Asırda yeni bir Endülüs olayı yaşanıyor.

Bütün insanlığa, İslam alemine ve Türk dünyasına sesleniyoruz. Bizim sesimiz olun. Ben de Uygurum! Ben de Kazak’ım! Ben de Doğu Türkistanlıyım! Diyerek bizim acımızı, bizim derdimizi paylaşın.
Son olarak Sayın Cumhurbaşkanımız ve İslam Dünyası liderlerinden bu basın açıklamamız aracılığı ile halkımız adına iletmek istediğimiz ve çok aciliyet arz eden taleplerimiz olacaktır.
1-Çinliler zaten üstü açık hapishaneye çevrilmiş olan Doğu Türkistan’da dünyada başka bir örneği olmayan sözde “Eğitim merkezleri” adını verdiği Nazi kamplarında halkımıza karşı kültürel, dinî ve ırkî soykırım yapmaktadır. Bu kamplar derhal kapatılmalıdır.
Buralara hapsedilen aydınlar, sanatçılar, din adamları, iş adamları, bütün Doğu Türkistanlılar serbest bırakılmalı, 21. Asrın bu utanç uygulaması sona ermelidir.

2-Kutsal ve namus saydığımız evlerimize ve ailemizin içine göçmen Çinlileri yerleştirilmektedir. Bu çirkin ve ahlaksız uygulama derhal durdurulmalıdır.

3-Açıkça ilan ettiği Türkleri ve İslam dinini Çinlileştirme politikaları ile Uygurca, Kazakça ve diğer Türk dilleri, kültür ve kimliklerimiz ve bütün manevi değerlerimiz yok edilmektedir, buna derhal dur denmelidir.

Evlerimiz ve sokaklarımız virane hale dönmüş, kökleri binlerce seneye uzamış şanlı ve asil bir millet göz göre göre yok edilerek yer yüzünden silinmek istenmektedir. Çin’in Doğu Türkistan’da yürütmekte olduğu bu insanlık dışı uygulamalar derhal durdurulmalıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızın mesele ile ilgili bizzat alakadar olup diplomatik girişimlerin başlatılması ve gerekli adımların atılmasını arz ediyoruz.

Hidayet OĞUZHAN
Doğu Türkistan Teşkilatlar Birliği Platformu

 

Devami
Doğu Türkistan, HABERLER, TÜRKİSTAN HABER, TÜRKİYEAbdulkerim ABDULVELİ, Abdurehim Heyit, Burhan Kavuncu, Çin, DOĞU TÜRKİSTAN, Muhammed Salih Damolla, Tacikistan, Toplama kampı, Türkistan, Uygur

Hükümete yakın kaynaklar: Görevden alınan DXX Reisi aleyhine ceza davası açıldı

15 Şubat 201916 Şubat 2019

 

12 Şubat 2019

Özbekistan’dan önemli haberler gelmeye duyurmaya devam ediyor. En son, Kerimov döneminin işkence ve yolsuzlukları ile ünlü MXX (Milli Güvenlik Teşkilatı) kadrolarının faaliyete devam ettiği DXX (Devlet Güvenlik Teşkilatı) Başkanı ve yüzden fazla çalışanı hakkındaki suçlamalar, Özbekistan kamuoyunun gündemini işgal etmekte.

DXX Başkanı İxtiyor Abdullaev göreve geldiği 2018 yılı 29 Mart günü Özbekistan Senatosu’nda yaptığı konuşmada dini hareketleri ve “dini extremizmin etkisine giren yurt dışındaki emekçileri” ülke için 1.tehdit olarak ilan etmişti. Abdullaev’in arkasında ise, eski MXX Başkanı Rüstem İnayetov‘un olduğu düşünülüyor. Kerimov despotizminin artıkları olarak nitelenen bu grup, Başkan Mirziyoyev’in reformlarını engellemek için ayak diremekte. Hatta geçtiğimiz yıl 15 Ağustos’ta çıkarılan ve kamuda baş örtüsünü yasaklayan “kılık kıyafet kararnamesi” bu grubun karşı hamlesi olarak nitelendirilmişti.

2019’un ilk günlerinde başlayan operasyonun, Başkan Mirziyoyev’in “Kerimov dönemi artıklarını tasfiye hareketi” olarak başarıya ulaşması ümit ediliyor. Muhalif çevreler Abdullaev‘den sonra sıranın baş işkenceci ve parahor Rüstem İnayetov‘a geleceği tahmin ettiklerini söylemekteler.

Aşağıda Ozadlik Radyosu sitesinde yer alan haberin tam metnini sunuyoruz.

https://turkistanlilar.com/

 

11 Şubat günü Devlet Güvenlik Teşkilatı Başkanı görevinden ‘azad qılınan’ 53 yaşındaki İxtiyor Abdullaev’in bir ceza davasının sanığı olduğu konusunda, Azadlık’a Özbekistan hükümetine yakın üç farklı kaynak tarafından iddiada bulunuldu.

Aynı zamanda Özbekistan Başkanı’nın internetteki resmî sayfasında İxtiyor Abdullaev’in sağlık durumunun kötüleştiği ve bir yıl içinde boyun ve omurga bölgesinden iki defa ağır cerrahi müdahale geçirmesinin ardından görevinden ‘azad kılındığı’ bildirildi.

Azadlık’a konuşan ve isminin yayında zikredilmesini istemeyen bir görevliye göre “DXX reisi olarak bir yıl çalışan İxtiyor Abdullaev aynı teşkilatın onlarca çalışanı aleyhine ceza davası açılarak tutuklanmasının ardından işten çıkarıldı”. Yetkilinin söylediğine göre, İxtiyor Abdullaev şimdilik  “iktisadi suçları organize etmekle” suçlanmakta.

Azadlık’a konuşan bir birinden bağımsız iki resmi görevlinin bildirdiğine göre, İxtiyor Abdullaev’e yönelik olarak Özbekistan Ceza Kanunu’nun 205.maddesi (“Makam ve yetkilerini kötüye kullanmak”), 210.madde (“rüşvet almak”) ve 211.madde (“rüşvet vermek”) kapsamında bu yılın 8 Şubat günü ceza davası açıldı.

Görüştüğümüz kaynakların iddiasına göre, açılan ceza davası bu Ocak ayında tutuklanan DXX çalışanlarının, özellikle DXX Reisi’nin eski Birinci Yardımcısı  Cihongir Egamov’un itiraflarına dayanıyor. Görüşmecilerin iddiasına göre, ceza davası Cumhuriyet Askeri Savcılığı tarafından açıldı.

Özbekistan Başsavcısı bu konu hakkında “herhangi bir malumata sahip olmadığını” 11 Şubat günü açıkladı.

“Dizginler Çekildi mi?”

Bu yıl 10 Ocak tarihinde ‘suçların önlenmesi’ konusundaki toplantıya katılanlara verdiği video konferansında Başkan Şavkat Mirziyoyev kolluk kurumları yöneticilerini “iplerini uzun bırakarak” denetlediğini, yakın günlerde “dizginleri çekeceğini” söylemişti.

Azadlık ile yazışan görevlilerin iddilarına göre, 10 Ocak’tan 11 Şubat’a kadar Özbekistan Devlet Güvenlik Teşkilatı’nın (DXX’nın) yüze yakın çalışanı aleyhinde ceza davası açılıp, tedbir olarak hapse konuldu. Görevlilerin resmen doğrulanmayan iddiasına göre, DXX tarafından Mirziyoyev’in aile fertlerinin telefon konuşmalarının dinlenmesi ve takip edilmesi sebebiyle İxtiyar Abdullaev Başkan için “istenmeyen adam” durumunda.

Azadlık, henüz bu bilginin resmen onaylanma veya yalanlanma imkanına sahip değil.

Azadlık’a konuşan MXX çalışanlarının iddiasına göre, Başkan Mirziyoyev DXX içindeki vaziyeti kendi kontrolüne almak için bu yılın başından itibaren ilk adımları atmaya başladı. Mirziyoyev’in öz dünürü Batır Tursunov’u 2 Şubat’ta Devlet Güvenlik Teşkilatı (DXX) Reisi Birinci Yardımcısı olarak tayin etmesi de bu bağlamda görülmelidir.

Bu konuda Azadlık’a bilgi veren adliye ve kolluk teşkilatlarındaki birkaç bağımsız kaynağa göre, General Batır Tursunov yeni vazifesine tayin olurken, Aralık sonunda boşaltılan Cahongir Egamov’un yerine sahip oldu. Eski adlî müşavir Cahongir Egamov DXX’da topu topu onbir ay, 2018 yılı Aralık ayından itibaren göreve başlamıştı.

Azadlık daha önce, DXX’nın bir grup üst düzey görevlisine karşı açılan ceza davası kapsamında “yolsuzluk davası sanığı” olması konusunda bir yazı olduğunu duyurmuştu.

Bu yılın 11 Şubat’ında internetteki eltuz.com haber sitesi, aleyhinde ceza davası açılıp tutuklanan DXX görevlileri haberini verdi. Sitenin iddiasına göre, “DXX sabık başkanının kaynı E.A., onun ağabeyi E.X, Baş sorgucu A.A. ve DXX  reisinin yakın dostu U.A. ile birlikte yaklaşık yüze yakın çalışan” bu yılın Ocak ayında tutuklandı.

Azadlık’ın kolluk kuvvetlerinde çalışan kaynağı da “onlarca DXX çalışanı aleyhinde ceza davası açıldığı” hakkındaki bilgisiyi 11 Şubat günü doğruladı. Ona göre, tutuklanan DXX çalışanları Özbekistan Ceza Kanunu’nun 167.maddesi (Zimmet veya hile yoluyla talan-yağma fiili), 205.maddesi (Güç ve yetki suistimali), 210.madde (rüşvet alma) ve 211.madde (rüşvet verme) öngörülen suçlarla şüpheli bulunmakta..

Azadlık’ın aynı konu üzerine sorduğu suallere Özbekistan Başsavcısı daha önce “bu konuda resmî malumat yok” diye cevap vermişti.

https://www.ozodlik.org/a/dxx-ixtiyor-abdullaev/29763463.html

 

Devami
O'zbekistan, TÜRKİSTAN HABERCihongir Egamov, DXX, Ihtiyar Abdullaev, İxtiyor Abdullaev, Özbekistan, Özbekistan Ceza Kanunu, Rüstem İnayetov, rüşvet, Şavkat Mirziyoyev

DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ YAKINLARINDAN HABER ALAMAYAN AİLELER KAMPANYA BAŞLATTI

13 Şubat 201929 Ocak 2021
Toplama kamplarında, hapiste veya kayıp olan 13 sanatçı ve 159 akademisyen ile öldüğü açıklanan 6 din aliminin cenazeleri ya da video görüntüleri yakınları tarafından talep ediliyor
(isimleri aşağıda)
Çin zulüm aygıtı, Doğu Türkistanlı büyük sanatçı Abdurrahim Heyit’in yaşadığını ispat etmek için 26 sn’lik bir videosunu yayınladı. Böylece uzun süredir haber alınamayan sanatçının hapiste olduğu ortaya çıktı. Yakınlarına daha önce Heyit’in öldüğü söylenmiş, haber kısa zamanda yayılmış ve  büyük üzüntü yaratmıştı. Toplama kamplarında veya hapiste olduğu düşünülen 159 akademisyen ile Abdurehim Heyit dışında isimleri tespit edilebilen diğer 12 sanatçının da hayatlarından endişe ediliyor. Daha önce öldüğü açıklanan 6 din aliminin yakınları da cenazelerin kendilerine verilmediğini, Heyit videosundan sonra, yaşayıp yaşamadıklarından şüpheye düştüklerini söylüyorlar. Bunun için sosyal medyada #MeTooUyghur #MenmuUyghur  ve #bendeuygurum anahtar kelimeleriyle bir kampanya başlatıldı. Yakınları kayıp olan veya öldüğü açıklandığı halde cenazesi verilmeyen kişiler bu anahtar kelimelerin yanına yakınlarının fotoğrafını koyarak “ölü veya diri videosunun yayınlanmasını” istiyorlar.

Geçtiğimiz 18 ayda hapiste şehid edilen 6 alimin isimleri daha önce duyurulmuş ancak bazılarının cenazeleri ailelerine verilmemişti. Bu alimlerden Abdulahad Berat Mahsum Hacim‘in Kasım 2017’de öldüğü bilgisi ailesine 31.05.2018’de verildi. Tabii cenaze verilmediği gibi mezarı da gösterilmedi. 28 yıldan beri hapiste tutulan Abdulkerim Abdulveli‘nin şehadet haberi 03.12.2018 günü verildi ve 1 seneden fazla bir süre önce öldü denildi.  En son Urumçi Garant Pazar Camii imamı Abdurehimcan İmam‘ın 3 Ocak 2019’da vefat ettiği, 8 Ocak Salı günü açıklandı. Kur’an-ı Kerim’i Uygurca’ya çeviren tanınmış alim Muhammed Salih Damolla‘nın (79 yaş) 24.01.2018’de vefat ettiği bilgisi, yine aylar sona verildi. Tabii cenaze hakkında hiç bir bilgi yok. Şimdi bu şehidlerin yakınları da cenazelerinin gösterilmesini veya video kaydının yayınlanmasını istiyor.

Doğu Türkistan’da hapis veya toplama kampındaki sanatçılardan bazıları.:
1-Sanubar Tursun (5 yıl hapis-2018 Aralık) 
2-Taş Muhammet Batur (şarkıcı)
3-Enver Hakim (şarkıcı)
4-Perhat Hocaahmet (Perhat Baji-fıkra ustası)
5-Jalal Anwar (şarkıcı)
6-Rena Mijit (şarkıcı)
7-Dina Egenbeid (Ressam toplama kampında delirdi-3yıl hapis cezası aldı)
8-Şehid ABDURRAHİM HEYİT (Türkiye’de “Karşılaşınca” şarkısıyla meşhur)
9-Rozahun Tudahun
10-Adil Mijit (Komedyen),
11-Rashida Davut (Pop yıldızı)
12-Zahirshah (Silk Road tv programıyla ünlü genç şarkıcı)
13-Peride Mamut (ünlü halk şarkıcısı)
Bu sanatçıların çoğu dindar değil. Tek suçları Türkistanlı ve sanatçı olmaları. 

Toplama kampları veya hapiste olduğu düşünülen 159 akademisyenin de hayatlarından endişe ediliyor.  Doğu Türkistanlı akademisyenlerin isim listesi, Doç.Dr.Abdulveli Eyüp tarafından yapılan titiz bir araştırma sonucunda ortaya çıktı. Kendisi de  Doğu Türkistan’daki Sincan Mali ve Ekonomi Üniversitesi ile Sincan Ziraat Üniversitesi eski öğretim görevlisi olan Doç. Dr. Abdülveli Eyüp şimdi Türkiye’de yaşıyor. Eyüp “Kasım ayında hazırlanan 159 kişilik listedekinden çok daha fazla akademisyenin hapse atıldığı ya da kampa gönderildiğini” belirtiyor. Kesin sayının Çin yönetiminin baskıları nedeniyle belirlenemediğine dikkat çeken Abdülveli Eyüp, “Doğu Türkistan’daki kaynaklarımızdan aldığımız bilgiler, zulüm ve baskının boyutlarının her geçen gün arttığını gösteriyor. Biz sadece teyit edebildiğimiz isimlere listede yer verdik. Teyidi açısından ‘şüpheli’ kategorisinde yüzlerce kişi var” dedi.  Doç.Dr.Eyüp, listedeki isimleri teyit edilmesi için Doğu Türkistan’daki üniversite, gazete ve diğer kuruluşlarla temasa geçilip kayıpların ailelerine de tek tek ulaşıldığını belirtti.

Doğu Türkistan’daki insan hakları ihlallerine direnen ya da itiraz eden aydınlar da, komünist yönetime bağlı hatta Pekin’le birlikte hareket eden akademisyenler de “Toplama kampı” veya hapishanelerde.. Kayıp listesi, Çin’in 2016’dan itibaren hızlandırdığı asimilasyon politikası çerçevesinde yazar, alim, sanatçı ve akademisyenleri baskı altına alma uygulamalarının geldiği noktayı gözler önüne seriyor.

ÜNLÜ TIP PROFESÖRÜ HALMURAT GHOPUR 

150’den fazla aydının bulunduğu listede tanınan isimlerden biri, ünlü tıp profesörü Halmurat Ghopur. Türkiye’de de kitapları tercüme edilen ve Sağlık Bakanlığı’nın davetlisi olarak Ankara’ya gelen Halmurat Ghopur, alternatif tıp konusunda çalışmalarıyla biliniyor. Ghopur, Türkiye ziyaretinin ardından ‘milliyetçi eğilimler gösterdiği’ ve ‘hilafet devleti kurmaya çalıştığı’ gerekçesiyle tutuklanıp hapsedildi. Akıbetinin ne olduğu hala bilinmiyor.

DİN ALİMİ, GAZETECİ, PROFÖSÖR…

Doğu Türkistan’ın ileri gelen ilahiyatçılarından ve tefsircilerinden Muhammed Salih Hacim’den de yaklaşık 1 yıldır haber alınamıyor. Hacim, Çin hükümetinin verdiği görevle 1986’da Kur’an’ı tefsir eden, Komünist Parti ile ilişkileri nedeniyle Türkler arasında eleştirilen bir isim. Ancak o da zulüm dalgasından kurtulamadı.

Çin’in tanınmış Türkleri hapse atma politikasını uygulamaya başlamasından sonra hedef alınanlar arasında gazeteciler de bulunuyor. Dört gazeteci ile Pekin yönetiminin medyayı sansürlerlenmesi için görevlendirdiği Sincan Basın Konseyi Başkanı Abdurrahman Ebey’den de haber alınamıyor. Ebey’in de Pekin yönetimiyle ilişkilerinin iyi olduğuna dikkat çekiliyor.

ÜNLÜ TARİHÇİ 13 AYDIR KAYIP

Bölgenin ünlü tarihçisi Prof. Dr. Rahile Davut’tan da 13 aydır haber alınamıyor. Davut, 2017 Aralık ayında bir akrabasına, Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’den, Pekin’e seyahat etmeyi planladığını söyledikten sonra ortadan kayboldu. Uygur Türk eserleri, folkloru, müzik ve el sanatları konusunda uluslararası üne sahip Davut da Çin yönetimi tarafından taktir gören Doğu Türkistanlı akademisyenler arasındaydı.

Kültür Bakanlığı tarafından kitapları Türkçe’ye çevrilen, makaleleri Türk akademisyenler tarafından yakından takip edilen Prof. Abdulkerim Rahman da kayıplar listesinde.

Listede Çin’de yaşayan Kırgız ve Özbek Türk’ü 4 akademisyen de bulunuyor.

159 AKADEMİSYENİN LİSTESİ
1. Halmurat Ghopur, (M) Former rector of Xinjiang Medical University, head of XUAR Medical Oversight Bureau, physician, PhD
2. Abbas Es’et, (M) Instructor at Xinjiang Medical University, physician, PhD
3. Nurmemet, Emet (M) Head of Uyghur Traditional Medicine Dept., Xinjiang Medical University
4. Enwer Tokhti, (M) Instructor at Uyghur Traditional Medicine Dept., Xinjiang Medical University
5. Alim Pettar, (M) Instructor at Xinjiang Medical University, physician, PhD
6. Perhat Bekhti, (M) Vice Rector of hospital attached to Xinjiang Medical University
7. Erkin Abdurehim (Oghuz), (M) Professor, Kashgar University, retired
8. Metréhim Haji, (M) Professor, Kashgar University
9. Enwer Isma’il, (M) Associate Professor, Kashgar University
10. Enwer Qadir, (M ) Associate Professor, Kashgar University
11. Gülnaz Obul, (F) Professor, Kashgar University
12. Erkin Ömer, (M) Professor, Kashgar University, school principal
13. Mukhter Abdughopur, (M)Instructor, Kashgar University
14. Qurban Osman, (M) Instructor, Kashgar University
15. Ablajan Abduwaqi, (M) Professor, Kashgar University; chair, Mathematics Department
16. Rahile Dawut, (F) Professor, Xinjiang University; PhD
17. Arslan Abdulla, (M) Former dean, Philology Institute, Xinjiang University; Professor; Head of XUARPeople’s Government Cultural Advisors’ Office
18. Abdukérim Rahman, (M) Professor, Xinjiang University
19. Gheyretjan Osman, (M) Professor, Xinjiang University
20. Tashpolat Téyip, (M) Professor, Xinjiang University; school principal
21. Alim Ehet, (M) Instructor, Xinjiang University; Developer of UyghurSoft software suite
22. Dilmurat Tursun, (M) Instructor, Xinjiang University
23. Batur Eysa, (M) Instructor, Xinjiang University
24. Rehim Rehmitulla, (M) Instructor, Xinjiang University
25. Erkin Imirbaqi, (M) Instructor, Xinjiang University
26. Nurbiye Yadikar, (F) Instructor, Xinjiang University
27. Nebijan Hebibulla, (M) Instructor, Xinjiang University
28. Asiye Muhemmedsalih, (F) Instructor, Xinjiang University
29. Abdusalam Ablimit, (M) Instructor, Xinjiang University
30. Abdubesir Shükri, (M) Professor, Xinjiang Normal University; Dean, Philology Institute, Xinjiang Normal University
31, Abduqadir Jalalidin, (M) Professor, Xinjiang Normal University; poet, husband of Jemile Saqi
32. Jemile Saqi, (F) Instructor, Xinjiang Education Institute, PhD; wife of Abduqadir Jalalidin
33. Yunus Ebeydulla , (M) Professor, Xinjiang Normal University
34. Ababekri Abdureshit, (M) Instructor, Xinjiang Normal University, PhD
35. Nur’eli Shahyaqup, (M) Instructor, Xinjiang Normal University, PhD
36. Nurmuhemmet Ömer (Uchqun), (M) Instructor, Xinjiang Normal University, PhD
37. Abdurazaq Sayim, (M) Vice Head of Xinjiang Social Sciences Academy; senior researcher
38. Küresh Tahir, (M) Researcher, Xinjiang Social Sciences Academy; son of Tahir Talip
39. Ablikim Hesen, (M) Head of Uyghur Department and senior editor, Xinjiang Youth Press; poet
40.Chimen’gül Awut, (F) Senior editor, Kashgar Uyghur Publishers; poet
41. Abduqeyum Tewekkul, (M) Physician, Kashgar Prefectural People’s Hospital
42. Enwer Abdukérim, (M0 Physician, Kashgar Prefectural People’s Hospital
43. Memet’éli Abdurehim, (M ) Former head of XUAR Language Committee, retired
44. Tahir Abduweli, (M) Researcher, XUAR Language Committee
45. Alimjan, (M) Researcher, XUAR Language Committee
46. Na’iljan Turghan, (M) Researcher, XUAR Language Committee
47. Abbas Muniyaz, (M) Professional writer, XUAR Writers’ Association
48. Perhat Tursun, (M) Researcher, XUAR People’s Arts Center; PhD; writer, poet
49. Tahir Talip, (M) Senior editor, “Kashgar Daily,” poet, public figure
50. Ilham Tahir, (M) Teacher (fired), middle school attached to Kashgar Normal University; son of Tahir Talip
51. Niyaz Imin, (M) Former teacher, Kucha County #1 Middle School
52. Ekrem Islam, (M) Vice Principal, Sanji City #3 Middle School
53. Nijat Sopi, (M) Professor, Ili Teachers College; PhD; chair, Literature Dept
54. Barat Tursunbaqi, (M) Former rector, Hotan Teachers College [Dazhuan]
55. Abdurakhman Ebey, (M) Former chief, former senior editor, Xinjiang People’s Press
56. Ekhmetjan Mömin (Tarimi), (M) Senior editor, Xinjiang People’s Press
57. Yalqun Rozi, (M) Editor, Xinjiang Education Press,
58. Qadir Arslan, (M) Editor, Xinjiang Education Press
59. Mahibeder Mekhmut, (F) Editor, Xinjiang Education Press
60. Ayshem Peyzulla, (F) Editor, Xinjiang Education Press
61. Tahir Nasir, (M) Former head, former assistant head editor, Xinjiang Education Press; XUAR People’s Government education inspector
62. Wahitjan Osman, (M) Editor, Xinjiang Education Press, poet
63. Erkin Muhemmet, (M) Editor, Xinjiang Education Press
64. Ekber Sirajidin, (M) Editor, Xinjiang Education Press
65. Yasin Zilal, (M) Head editor, “Tarim” Journal; poet
66. Mekhmutjan Sidiq, (M) Director, Xinjiang Television Station
67. Ekhmetjan Metrozi, (M) Technician, Xinjiang Television Station
68. Qurban Mamut, (M) Former head editor, former senior editor, “Xinjiang Culture” Journal
69. Qeyum Muhemmet, (M) Associate Professor, Xinjiang Art Institute; actor; host ; husband of Aynur Tash
70. Aynur Tash, (F) Report, Ürümchi People’s Radio Station, retired for health reasons; wife of Qéyum Muhemmet
71. Ablimit, (M) Independent researcher of Uyghur classical literature; PhD
72. Ablet Abdurishit (Berqi), (M) Associate Professor, Xinjiang Education Institute; PhD; poet
73. Sajide Tursun, (F ) Postdoctoral researcher at Max Planck Institute for the Study of Religious Diversity in Gottingen, Germany
74. Kamil Metréhim, (M) Chair, Pedagogical Institute, Ürümchi Vocational University; professor
75. Dilraba Kamil, (F) Instructor, Ürümchi #92 Middle School
76. Arzugül Tashpolat, (F) Lecturer, Xinjiang Engineering Institute; Arrested together with husband Ekrem Tursun
77. Tursunjan Hézim, (M) Instructor, Aqsu #1 Middle School
78. Abbas Burhan, (M) Researcher, XUAR Education Department; Vice Principal, Ürümchi City #10 Elementary School
79. Ablimit Ablikim, (M) MA student, Shanghai Arts Institute
80. Ablet Shemsi, (M) Instructor, Kucha County Ishkhala Village Middle School
81. Adil Tursun, (M) Vice Principal, senior teacher, Kashgar Old City County #1 Middle School; National-Level Expert
82. Arzugül Abdurehim, (F) Received MA in Japan
83. Zulpiqar Barat (Özbash), (M) Former instructor, Xinjiang University; PhD
84. Azat Sultan, (M) Chair, XUAR Literature and Arts Union; Chair, Xinjiang Writers Association; Professor; Literature expert
85. Idris Nurulla, (M0 Independent translator, poet
86. Shahip Abdusalam (Nurbeg), (M) Instructor, Kelpin County #1 Middle School; poet
87. Qasimjan Osman (Ghazi), (M) Civil servant, Peyzawat County Party Committee Propaganda Department; poet
88. Zohre Niyaz (Sayramiye), (F) Instructor, Bay County Sayram Village Middle School; poet
89. Muhemmedsalih Hajim, (M) Researcher, Nationalities Research Institute, Xinjiang Social Science Academy, retired; translator of the Quran into Uyghur; religious scholar and translator; died at age 84 in a camp; father of Nezire Muhemmedsalih
90. Adiljan Tuniyaz, (M) Former reporter, Xinjiang People’s Radio Station; poet; husband of Nezire Muhemmedsalih
91. Nezire Muhemmedsalih, (F) Independent writer; wife of Adiljan Tuniyaz; daughter of Muhemmedsalih Hajim
92. Ilham Weli, (M) Chair, senior editor, “Xinjiang Gazette” Uyghur Editorial Department
93. Mirkamil Ablimit, (M) Vice Chair, senior editor, “Xinjiang Gazette” Uyghur Editorial
Department
94. Memtimin Obul, (M) Editor, “Xinjiang Gazette” Uyghur Editorial Department
95. Jür’et Haji, (M) Editor, “Xinjiang Gazette” Uyghur Editorial Department
96. Erkin Tursun, (M) Editor, director, Ili Television Station
97. Abduréhim Abdulla, (M) Senior editor, Xinjiang Audiovisual Press; poet
98. Es’et Éziz, (M) Chief, Ürümchi People’s Radio Station Uyghur Editorial Department
99. Alim Yawa, (M) Former instructor, Peyzawat County Güllük Village Middle School; poet
100. Enwer Qutluq (Nezeri), (M) Editor, Xinjiang Television Station; poet
101. Khalmurat Eysajan, (M) Instructor, Ili Pedagogical Institute
102. Zulpiqar Köresh, (M) Editor, Xinjiang Television Station; singer
103. Turdi Tuniyaz, (M) Former Principal, Ürümchi City Experimental Middle School
104. Ömerjan Nuri, (M) Instructor, Hotan Teachers College [Dazhuan]
105. Qeyser Qéyum, (M) Editor in Chief, “Literary Translations” Journal Committed suicide. Jumped off eighth floor of his office building after a police summons rather than face probable detention in the camps.
106. Abduqadir Jüme, (M) Independent translator, poet
107. Mirzahit Kérimi, (M) Former editor (retired), Kashgar Uyghur Press; writer
108. Nijad Memtimin, (M) Employee, Kashgar Prefectural Government Information Office; photographer
109. Mutellipjan Memtimin, (M) Owner, “Kashgar White Steed Photo Studio”; photographer
110. Mukhtar Rozi, (M) Computer expert; programmer
111. Mehmutjan Khoja (Ümidwar), (M) Editor, “Xinjiang Youth” Journal; poet
112. Méhrigül Tahir, (F) Instructor, Kashgar Preschool Teachers Training School;daughter of Tahir Talip
113. Nijat Ablimit, (M) Instructor, Kashgar University
114. Dilshat Perhat (Ataman), (M) Founder, “Diyarim” Website
115. Khalide Isra’il, (F) Editor, “Xinjiang Gazette,” retired; writer
116. Ablajan Siyit, (M) Vice head editor, senior editor, Kashgar Uyghur Press
117. Osman Zunun, (M) Former head editor, senior editor, Kashgar Uyghur Press, retired
118. Abliz Ömer, (M) Former head editor, senior editor, Kashgar Uyghur Press, retired
119. Dilmurat Ghopur, (M) Vice Rector, Xinjiang University
120. Gheyret Abdurahman, (M) Researcher, Xinjiang Social Sciences Academy; Vice Head, Language Institute, Xinjiang Social Sciences Academy
121. Abduqéyum Mijit, (M) Researcher, National Culture Research Institute, Xinjiang Social Sciences Academy
122. Abduréhim Rahman, (M) Associate Professor, Xinjiang University; PhD; husband of Ruqiye Osman
123. Ruqiye Osman, (F) Administrator, Xinjiang University Library; wife of Abduréhim Rahman
124. Gülbahar Éziz, (F) Civil servant, XUAR Prison Administration Office; psychology counselor; lawyer
125. Emetjan, (M) Qutlan Electronic Company, computer engineer
126. Imam, the computer center of Xinjiang University.
127. Ablajan Memet, (M) Konisheher Number one High school.
128. Ehmetjan Jume (M), Konisheher Number one high school
129. Sajidigul Ayup (F) Konisheher Number one high school.
130. Qeyser Abdukerim (M), computer engineer, poet.
131. Metyasin Metqurban (M) Bilkan electronic company, CEO, computer engineer
132. Perhat Zahir (M) computer engineer
133. Abdurahman Memetabla (M) computer engineer, CEO, Rawanyol electronic company.
134. Nurshat (M) Graphic designer, Qarluq Electronic Company
135. Abletjan Ismail (M), Creator of Yaltapan software, IT engineer of XUAR Government website ts.cn,
136. Weli Barat, (M) Former dean of Xinjiang University.
137. Ablet Zeydin (M) XUAR TV station
138. Zulpiqar Koresh (M) host, XUAR TV station
139. Reshide Dawut (F) singer, XUAR theater
140. Adil Mijit (M) comedian, XUAR Theater
141. Senewer Tursun (F) singer, XUAR theater
142, Dolqun Tursun (M), XUAR department of preventive medical.
142. Abdurishit Imin (M) XUAR department of agriculture
143. Sirajidin Qarluq (M), Qarluq electronic, co, ltd,
144. Amannisa Qemirdin (F) accountant, Qarluq electronic,
145. Reyhangul Mehmut (F)graphic designer, Qarluq electronic
146. Yusup Ehmet (M) graphic designer, Qarluq electronic
147. Osman Ehet (M) music editor, Qarluq electronic
148. YasinJan Sadiq (choghlan) (M) writer, XUAR writers association
149. Erkin Ibrahim (peyda) (M) publisher, CEO of ogen publishing company.
150. Mutellip Sidiq Qahiri (M) associate professor, Kashgar University
151. Abla Memet (M) former principal of Kucha #1 high school, reworded in 2017 in chemistry.
152. Osman Hoshur (M), Writer, participant of Uyghur textbook.
153. Enwer Sidiq (M), Lecturer of physics, Xinjiang Normal University
154. Husen Hesen (M) physician, Kucha Uyghur Medicine Hospital
155. Ebeydulla Hesen (M) physician, XUAR Uyghur Medicine Hospital
156. Tahir Hesen (M), physician, Kucha people’s hospital
157. Nejibulla Ablat (M) cardiologist, Kashgar #2 people’s Hospital.
158. Memetjan Abliz (M) Writer, Kashgar Uyghur publishing house.
159. Ibrahim Alptekin (M) poet, publisher, Artush

https://www.karar.com/karar-gazetesi/27-aralik-2018

Devami
Doğu Türkistan, HABERLER, TÜRKİSTANAbdulkerim ABDULVELİ, Abdurehim Heyit, Çin, DOĞU TÜRKİSTAN, Muhammed Salih Damolla, Sincan, Türkistan, Urumçi, Uygur, Xinjiang

AÇIKLAMA

10 Şubat 201911 Şubat 2019

 

TÜRKİSTANDER Başkanı Burhan Kavuncu, Doğu Türkistanlı sanatçı Abdurrehim Heyit hakkındaki haberler ve Çin rejiminin bugün yayınladığı video ile ilgili aşağıdaki açıklamayı yaptı:
Doğu Türkistanlı koşuk sanatçısı Abdurrahim Heyit’in ölüm haberine gösterilen tepkiler üzerine Çin resmi kanalları bugün bir videoda, Abdurrahim Heyit’e ait olduğunu düşündüğümüz 26 sn’lik bir görüntü yayınladılar.
Konuşturulan kişi hapiste ve sağ-selamet olduğunu, hakkındaki soruşturmanın devam ettiğini, “baskı ve zorlama yapılmadığını” söylüyor. Video üzerindeki incelemeler devam etmektedir. İlk izlenim, gösterilen  kişinin Abdurrehim Heyit olduğu, ağır işkence görmüş olduğu hatta yüzünün bir kısmının kısmi felç gibi hareketsiz olduğu, çok kısa (26 sn) konuşturulmasındaki maksadın farklı bir şey söylemesini engellemeye matuf olduğu yönündedir.
Böyle bir videonun Çin rejimi tarafından yayınlanması, uzun süredir kayıp veya toplama kampında/ hapiste olduğu düşünülen ama haber alınamayan çok sayıda akademisyen, sanatçı, din adamı, gazetecinin durumunu da gündeme getirmelidir. Bundan önce Çinli makamlar tarafından öldüğü açıklanan ama cenazeleri ailelerine verilmeyen Abdulahad Berat Mahsum hacim, Muhammed Salih Damolla, Abdulveli Abdulkerim Qarim gibi din adamlarının durumu da aydınlatılmalıdır. Benzeri bir çok vak’ada, ziyarete giden yakınları ile görüştürülmeyen mahpuslarla ilgili, aylar sonra “öldüğü ve defnedildiği” bilgisi verilmektedir. Mesela Hoten şehrinde yukarıda adı zikredilen Abdulahad Berat Mahsum Hacim’in 2017 Kasım ayında öldüğü ve defnedildiği, ailesine 31.05.2018’de söylenmiştir. Ne cenaze ne mezar yeri gösterilmemiştir. Belki de o haber de yalandı. Yeterli tepki gösterilmediği için daha sonra öldürülmüş olabilir. Yine 3.12.2018’de “bir sene önce öldüğü” açıklanan Kerem Qari de belki hala ölmemiştir.
Çin rejimi bugün yayınladığı video ile Abdurrehim Heyit’in şahsında:
1-Sanatçıları hapse attığını,
2-Serbest konuşma imkanı ve izni vermediğini,
3-Mahpuslara sakat bırakacak derecede ağır işkence yaptığını
4-Aileleri ile aylarca görüştürmediğini, “öldü defnettik” diyerek yalan bilgi verdiğini,
5-Tepkiler gösterilmeseydi öldürebileceğini de teyit etmiş oldu.
Daha önce de Toplama kampları, Türkistanlı ailelerin evine Çinli erkek yerleştirilmesi, Bütün Din ve İnançları Çinlileştirme uygulaması haberlerini önce inkar ederken daha sonra kabul etmek zorunda kalmıştı.
Şimdi suçluluk telaşı ile “ölüm haberinin asılsızlığı” iddiasına sarılan Çin rejimi, bu video ile insanlığa karşı işlemiş olduğu suçlarını bir kere daha itiraf etmiş oldu.
Burhan Kavuncu
TÜRKİSTANDER BAŞKANI
YanıtlaYönlendir

 

Devami
Burhan Kavuncu, Doğu Türkistan, DUYURULAR, FAALİYETLER, TÜRKİSTAN, YAZARLAR

Çin’den Özbekistan’a yasa dışı göç kanalı tasfiye edildi

4 Şubat 2019

Kazakistan’da yası dışı göçmen organizasyonu yapan bir çete yakalandı

Kazakistan İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi ve Almatı Polis Teşkilatı yardımıyla, Çin ve Özbekistan vatandaşlarının karşılıklı yasadışı göçünü organize etmeye çalışan bir suç grubu tasfiye edildi.

Zakon.kz sayfasındaki habere göre, 31 Ocak tarihinde gerçekleşen özel bir operasyonda, Çimkent şehrinde 73 Çin ve 137 Özbek vatandaşı gözaltına alındı. Açıklamayı Kazakistan İçişleri Bakanlığı dış ilişkiler yetkilisi Almas Sudabaev yaptı.
Sadubaev, “Tutuklanan Çin vatandaşları Kazakistan Cumhuriyeti topraklarına transit uçuşlarla geldiler ve sonrasında onların yasaları ihlal ederek ülkede yasadışı olarak kaldığı tespit edildi. Şu anda, ülkemizden sınır dışı edilmeleri gündemdedir” dedi.

Soruşturmaya göre, yasadışı göç kanalı iki Çinli bir Kazakistan vatandaşı tarafından organize edildi.

Sadubaev, “Yasadışı göçü organize edenler tutuklandılar. Kazakistan Cumhuriyeti Ceza Kanunu’nun 2. bölümü 394. Maddesi uyarınca yargılama öncesi soruşturma yürütülmektedir. Almatı şehrinde de Çin’den Kazakistan’a yasadışı yollar ile giriş yapan 9 Çin vatandaşı ve onlara yardım eden Kazakistan vatandaşları tutuklandılar” dedi.

Kaynak: www.dunyabulteni.net

 

Devami
HABERLER, O'zbekistanÇimkent, Çin

Türkiye Dışişleri Bakanlığı: “Hukuksuz Uygulamalardan Kaygıları ve Uygur Hassasiyetimizi İlettik”

21 Ocak 201921 Ocak 2019

Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu TBMM’de Doğu Türkistan’daki toplama kamplarının varlığını ve asimilasyon uygulamalarını Çin Kararnamesine atıfta bulunarak açıkladıktan sonra, “hukuksuz uygulamalardan duyulan kaygıları ve Uygurlar konusundaki hassasiyeti” Çinli yetkililere “kuvvetli bir şekilde” ilettiklerini belirtti 

 

21 Ocak 2019

TBMM’de HDP milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun soru önergesine 18 Ocak 2019 günü yazılı bir cevap veren Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, kamuoyunun tartıştığı “Doğu Türkistan’daki toplama kampları ve hak ihlalleri” konusuna net bir açıklama getirdi. Mecliste okunan açıklamaya göre, Çin daha önce mevcudiyetini inkar ettiği  “yeniden eğitim kamplarını”  9 Ekim 2018 tarihinde yürürlüğe giren bir kararname ile resmen kabul etti. “Çin Halk Cumhuriyeti Terörle Mücadele Kanunu’nun Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Uygulama Usulünün Gözden Geçirilmesi Hakkında Karar” ismiyle yasaya eklenen metin, toplama kamplarının varlığını ve buralarda ‘eğitilen’ insanlara asimilasyon uygulandığını teyit ediyor.

Dışişleri Bakanlığı’nın herhangi bir yorum yapmadan aktardığı “Terörle Mücadele Kanunu’na ek Karar” metnine göre “terör örgütlerince kandırılan Çin vatandaşlarına Çin tarihi, Çin kültürü, Çince ve aşırılık karşıtı mevzuat ve en az bir meslek”  öğretildiği ileri sürülmektedir.  “İleri sürülmektedir” ifadesi de Dışişleri Bakanı’na ait. Bakan’ın açıklamasında ayrıca “kamplardaki Uygurların ve diğer müslümanların sayısı hakkında bir açıklama yapılmamıştır” denildi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun HDP’li Gergerlioğlu’nun sorusuna verdiği cevapta,  BM’de Çin’deki durumun görüşüldüğü İnsan Hakları Konseyi’nin EPİM (Evrensel Periyodik İnceleme Mekanizması) Çalışma Grubu toplantısında Türkiye tarafından “bireylerin hiç bir hukuki zemini olmaksızın hapsedilmeleri, aileleri ve toplumla ilişkilerinin kesilmesi gibi temel hak ve hürriyetleri kısıtlayıcı idari uygulamalara ilişkin kaygılara dikkat çekildiği” ve “tüm Çin halkı için evrensel insan haklarını tanımasının teşvik edildiği” ifade edildi. Ayrıca ikili görüşmelerde de “terörle mücadelede hukuka riayet edilmesinin” ve “masum insanların teröristlerden ayırt edilmesi gerektiğinin”  “kuvvetle vurgulandığı” belirtilmiş.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu açıklamasında Uygurlarla tarihi, dini, kültürel ve akrabalık bağlarımız  bulunduğunu, SUÖB (Sincan Uygur Özerk Bölgesi)’teki gelişmelerin takip edildiğini belirttikten sonra, Türkiye’nin Uygurlar konusunda hassas olduğunu şu sözlerle ifade etti: “Uygurlar hakkındaki görüşlerimiz ve duyarlılığımız, tarafımdan ve diğer üst düzey yetkililerimizce her vesileyle Çin makamlarına aktarılmaktadır”.

Cevabi açıklamanın sonunda “son 10 yıl içerisinde siyasi gerekçelerle Çin makamlarına iade edilen Uygur Türk’ü bulunmadığı” belirtildi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun açıklaması, Türkiye’nin Doğu Türkistan’daki durumdan kaygılarının ve “Uygur hassasiyetinin”  resmi olarak en üst düzeyde ifade edilmesi anlamına geliyor.

Çin Terörle Mücadele Kanunu’nun Uygur Özerk Bölgesi’ndeki Uygulamasına Ek Kararname’nin, artık gizlenemeyen toplama kamplarına ve asimilasyona yasal zemin oluşturmak amacıyla çıkarıldığı düşünülüyor. Aslında Doğu Türkistanlılar genelde Çince biliyorlar, ama asimilasyon politikası, onların Uygurca veya Kazakça konuşmalarını engellemeyi ve Türkistan kültürünü yok etmeyi amaçladığı için Çince ve Çin kültürü eğitimi uygulanıyor. Türk lehçelerini konuşmakta ısrar edenler “sakıncalı vatandaş” sayılıyor. Doğu Türkistan’da dinî uygulamaların tamamı “aşırılık” olarak kabul edildiği için “aşırılık karşıtı mevzuat”ın  ‘tam anlamıyla özümsendiği’ anlaşılana kadar, Türkistanlılar zorunlu eğitim kampında tutulmaya devam ediyor.

 

Yeni Metin Belgesi

TÜRKİSTANDER HABER MERKEZİ 

 

Devami
Doğu Türkistan, HABERLER, TÜRKİSTAN HABER, TÜRKİYE

Özbekistan Yargıtayı insan hakları aktivistini suçsuz buldu

15 Ocak 2019

Özbekistan’ın eski lideri Kerimov’a açtığı dava sonrası hapse atılan ve geçen yıl serbest bırakılan insan hakları aktivisti Mamatkulov beraat etti

Özbekistan Yüksek Mahkemesi, 50 yaşındaki insan hakları aktivisti Chuyan Mamatkulovdavasında sanığın beraatına karar verdi.  Bununla alt mahkemelerin Mamatkulov hakkındaki kararları iptal edilmiş oldu.

Ozodlik radyosunun haberine göre, Yargıtay kararında Chuyan Mamatkulov’a yönetilen suçun soruşturma ve yargılanma sırasında usule ilişkin hataların yapıldığı, anayasa düzenini ihlal ettiğine, dolandırıcılık ve insan kaçakçılığı yaptığına dair kanıtların bulunmadığı belirtildi.

İnsan hakları aktivisti, adalet zaferine inanmasına rağmen, iptalin kendisi için bir sürpriz olduğunu söyledi.

Özbekistan’ın silahlı kuvvetlerinde subay olan Chuyan Mamatkulova, 2004’te askerlikten yasa dışı atıldıktan sonra, Taşkent’te bulunan bir sivil mahkemeye, zamanın Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’un aleyhine dava açmış ve Silahlı Kuvvetler Yasasının değiştirilmesini talep etmişti.

Mamatkulov 29 Ağustos 2012 tarihinde tutuklandı. 2013 yılında “bir kişiyi kaçırma”, “anayasal düzene tecavüz”, “sahtekarlık”, “belgelerde sahtecilik yapmak”, “yalan şahıtlık” suçlamalarıyla on yıl hapis cezasına çarptırıldı. Mamatkulov’un kendisi bütün suçlamaların uydurma olduğunu söylemişti. O işkence gördüğü Müslümanların toplama kampı olan “Jaslık” hapishanesinde birkaç sene hapis yattı.

İnsan hakları aktivisti 2018 yıl Mart ayında serbest bırakıldıktan sonra hemen aleyhindeki tüm suçlamaları temyiz edeceğini belirtmişti.

Chuyan Mamatkulov, 2004’ten bu yana Özbekistan’ın insan hakları cemiyeti ile işbirliği yapıyor ve şu anda Özbekistan’ın Kaşkadarya ilinde insan hakları aktivisti olarak faaliyetlerinde bulunuyor.

Kaynak: www.dunyabulteni.net

Devami
O'zbekistan

Yazı gezinmesi

Daha eski yazılar
Daha yeni yazılar

DUYURULAR

TÜRKİSTANLI MUHACİRLERE YARDIM ÇAĞRISI

Mübarek Ramazan ayına has RAHMET BEREKET VE MAĞFIRET ile hemhal olalım.

 

Facebook

Facebook

REHBER

ÖZBEKÇE TÜRKÇE RUSÇA

İletişim

  • Cibali Mahallesi
    Salihpaşa Caddesi 2/4 Unkapanı
    Fatih/İstanbul/Türkiye

Address

Telefon +90 212 523 23 80 cep fax +90 212 523 23 80

Son Yazılar

  • TÜRKİSTANDER Olağanüstü Genel Kurul toplantısı
  • GÖÇ İDARESİ’NİN ZORLA GERİ GÖNDERDİĞİ GÖÇMENLERİ İŞKENCE VE ÖLÜM BEKLİYOR!
  • Özbekistan: 2023’te en çok konulan isimler
  • Özbekistan’da işkencede ölüm olayları artıyor -4
  • Özbekistan’da işkencede ölüm olayları artıyor-3

FAALİYETLER

TÜRKİSTANLI MUHACİRLERE YARDIM ÇAĞRISI

Anavatan Türkistan’dan (Özbekistan, Doğu Türkistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kırgızistan,...

“Canımızla, kanımızla Bir’iz!”

TÜRKİSTANLILAR KAN BAĞIŞINDA Türkiye’de yaşayan Türkistanlı muhacirler Kızılay’a...

TÜRKİSTANDER Enver Paşa’yı andı

TÜRKİSTANDER üyeleri ve gönüllüleri, şehadetinin 95. yılında Enver...

DUYURULAR

TÜRKİSTANDER Olağanüstü Genel Kurul toplantısı

Önümüzdeki 24.11.2024 Pazar günü saat 14.00’te Kayabaşı Mah...

GÖÇ İDARESİ’NİN ZORLA GERİ GÖNDERDİĞİ GÖÇMENLERİ İŞKENCE VE ÖLÜM BEKLİYOR!

TÜRKİSTANDER Başkanı Burhan Kavuncu, son günlerde “zorla sınırdışı...

TÜRKİSTANLI MUHACİRLERE YARDIM ÇAĞRISI

Anavatan Türkistan’dan (Özbekistan, Doğu Türkistan, Türkmenistan, Tacikistan, Kırgızistan,...

KATEGORILER

Yandex.Metrica

© TURKİSTANDER 2023