1 Yılda 100 Kırgızistanlının Türkiye’de Tedavi Görmesi Hakkında Anlaşma Yürürlüğe Girdi

Kırgızistan ve Türkiye hükümetleri arasında imzalanmış olan anlaşma “tıp eğitimi ve sağlık  alanında yardımlaşma” konularını içeriyor.  Anlaşma 27 Ocak’ta yürürlüğe girdi.

Kırgızistan Sağlık Bakanı Talantbek Batıraliyev’in verdiği bilgiye göre, sözü geçen anlaşma, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev’in Türkiye’ye 3 Haziran 2014’te yaptığı resmi ziyaret esnasında imzalanmıştı. Aynı ziyarette “Kırgızistan ve Türkiye Stratejik İşbirliği Yüksek Konseyi 3. oturumu”  da gerçekleştirildi.

Kırgız Bakan, “Anlaşma çerçevesinde, Türk taraf, bir yıl süresinde Kırgızistan’ın sağlık kurumlarında tedavi edilemeyen 100 Kırgızistan vatandaşına yüksek kaliteli ve yüksek teknolojik tıbbi bakım sağlanmasında yardımcı olacak” dedi.

Kabara

Devami

Moskova’da Dört Günde İki Özbek Muhalif Kaçırıldı

Rusya’nın başkenti Moskova’da son dört günde iki Özbek mültecinin kimliği belirsiz kişiler tarafından kaçırıldığı bildirildi.

Özbekistan’daki zulümden kaçarak Rusya’ya gelen Zuhriddin Rahimov’un Moskova’nın Paveletskiy tren istasyonunda bir arabayla kaçırıldığı açıklandı. Aktivistlere göre bu olay son dört gün içinde Rusya’da meydana gelen ikinci Özbek göçmenleri kaçırma olayı oldu.

“Ozodlik” radyosuna konuşan Zuhriddin Rahimov’un kardeşi Gafur Rahimov aabeyinin kaçırılma olayını şöyle anlattı:

”Aabeyimi Rus savcı aradı ve demiryolu istasyonuna gelmesini söyledi. Ben de onunla beraber gittim. “Range Rover” markalı arabadan inen 2 Özbek ve bir Rus ağabeyime saldırdı saldırdı. Millet toplandı, ancak kimse bir şey yapamadı. Sonra saldırganlar onu zorla arabaya bindirerek ortadan kayboldu.”

“Memorial insan hakları örgütü temsilcisi ve aynı zamanda kendisi de Rusya’da muhacir olan Özbek asıllı aktivist Bahram Hamraev Zuhriddin Rahimov’u kaçıranların Özbek Milli Güvenlik (eski KGB) ajanları olduğundan emin olduğunu söyledi. Hamraev’in ifadeleri şöyle:

“Maalesef Rus ve Özbek istihbaratçıları ortak olarak bizim arkadaşları kaçırıyor. Kanun ve hukuk tanımıyorlar. Yoksa kaçırılanlara, örneğin Zuhriddin Rahimov’a Rus makamları geçici mülteci belgesi bile vermişti.”

İnsan hakları savunucusu Hamraev 31 Ocak’ta Özbek asıllı Sahip Muradov’un da Moskova’da Özbek istihbaratı tarafından kaçırıldığını; ancak onu bulmak için gösterdikleri çabaların henüz netice vermediğini sözlerine ekledi

Dünya Bülteni

Devami

Kazakistan’dan Özbek lider Kerimov’a istifa çağrısı

Kazakistan İslam Birliği, Özbek lider Kerimov’a bölgenin istikrarı için istifa etmesi çağrısında bulundu

Kazakistan İslam Birliği, Müslümanlara yönelik baskıları ile bilinen Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov’a bir mektup göndererek görevinden istifa etmesi çağrısında bulundu.

Mektupta Kerimov’un sağlığı konusunda derin endişe duyulduğu ve Özbek liderin vakit kaybetmeden yönetimi devretmesi gerektiği bildirildi.

Bir hafta önce Özbek muhalif Halk hareketi Kerimov’un ciddi şekilde hastalandığını ve iki gün baygınlık geçirdikten sonra yatakta tedavi gördüğü haberini duyurmuştu.

BBC Özbek servisine konuşan Kazakistan İslam Birliği başkanı Murat Telibekov şunları söyledi:

“Özbekistan, Kazakistan’ın yan komşusu. Açıkçası, bu ülkede olacak herhangi olay Kazakistan’da da etki yapar. Kerimov’un anı ölümü halinde bugün uluslararası aşırı güçlerin bölgeye sızması ya da terör saldırıları bölgede ciddi istikrarsızlığa neden olabilir. Bu nedenle Orta Asya’da siyasi istikrarı koruma adına Özbekistan lideri İslam Kerimov’a bir mektup gönderdik.”

Kazakistan İslam Birliği’nin mektubunda şu ifadelere yer verildi:

“Orta Asya Müslümanları adına hükümeti başka ellere devretmenizi teklif ediyoruz. Zaman bencil olma zamanı değildir. Özbek halkı içinde memleketinizi yönetecek akıllı ve disiplinli siyasetçiler mutlaka vardır.”

Dünya Bülteni

Devami

Uygurların Çin zulmünden kaçışı da tam bir işkence

Çin zulmünden kaçmak isteyen Uygurların, Türkiye vize verse bile ülkeden çıkışları kolay olmuyor. Bunun için en az 10 bin dolar para bulmak, dört beş ülkenin sınırlarını aşmak ve 15-20 gün yollarda geçirmek gerekiyor

Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan’dan kaçarak İstanbul’a gelen 500 Uygur Türkü, yaklaşık 1 ay önce Kayseri’de metruk vaziyette bulunan ve yıkım kararı olan polis lojmanlarına yerleştirildi. Türkiye’ye ulaşan Uygurların yolda çektikleri ise Çin zulmünden kalır yanı yok.

Hürriyet Gazetesi’ne konuşan sığınmacılar, Çin zulmünü ve kaçış hikayelerini anlattılar. İşte binlerce kilometrelik kaçışın ve o insanların öyküsü:

BİR MAHALLEDE 2 DEV BAYRAK

Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde, Maliye Bakanlığı’na ait Şeker Mahallesi’nde eski ve bakımsız görünen lojmanların arasında dev 2 bayrak dalgalanıyor. Biri kırmızı beyaz Türk bayrağı, diğeriyse mavi beyaz (Gök bayrak) Doğu Türkistan bayrağı.

Burası, Kayseri’nin 2’nci Uygur Türkü mahallesi… Kayseri, ilk defa 1950’lerde Çin’den kaçarak Türkiye’ye sığınan Uygur Türkleri’ne ev sahipliği yapmıştı. Bu yıl başında yürürlüğe giren ve Doğu Türkistan’daki insanların ibadetlerini anayasal suç kapsamına sokan düzenleme nedeniyle son birkaç ayda Uygur Türkleri yeniden yoğun dalgalar halinde göçe başladı.

Uygur Türkleri’nin göç etmek istedikleri ülkelerin başında da Türkiye geliyor. Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı ve Doğu Türkistanlılar Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, geçen ay Çin’den kaçarken Tayland’da yakalanıp tutulan 367 kişi olduğunu, yakalanmadan Türkiye’ye ulaşabilenlerin bir kısmının devlet yardımıyla Türkiye’ye getirildiğini ve yaklaşık 1 ay önce Kayseri’ye yerleştirildiğini açıklamıştı.

İŞ YOK, NAMAZ YASAK

Lojmanların yeni sakinleri konuşmayı kabul ediyor ama Çin yönetiminin, geride kalan akrabalarını gözaltına almasından çekindikleri için isimlerini ve yüzlerini saklı tutmak istiyorlar. 90 ailenin barındığı binalar bakımsız görünüyor ama evlerin içi iyi dekore edilmiş. 3 odalı bir evin geniş salonunda birkaç ay önce geldiği için Türkçe konuşabilen biri bize yeni gelen arkadaşlarını tanıtıyor. Çoğu kasap ya da aşçı. Aksu, Kaşgar gibi farklı farklı şehirlerden geliyorlar. Bir kısmı ailesiyle gelmiş. Diğerleriyse gelecek akrabalarının yolunu gözlüyor. Çin’den neden ayrıldıkları sorusunu, “Doğu Türkistan’da sıkıntımız çoktu. Dükkanlarımızda kendi imalatlarımızı, helal gıdalarımızı satmamıza izin vermiyorlardı. İş imkanımız yok. Namaz kılmak yasak. Örtülü kadınların zorla başını açıyorlar. Polis sürekli ‘Sen devleti bölmek istiyorsun!’ diye bizi gözetim altında tutuyor. Çocuklarımıza örf ve adetlerimizi öğretemiyoruz” diye cevaplıyorlar.

5 BİN DOLARDAN BAŞLIYOR

Ancak Çin’i terk etmek kolay değil. Doğu Türkistan’dan nasıl ayrılabildiklerini şöyle anlatıyorlar: “Pasaport için ancak 50-100 bin dolar rüşvet vermek gerekiyor. O zaman da alıp almayacağınızın garantisi yok. Zaten alsanız da Türkiye’ye gelmek kolay değil. Türkiye vize verse de Çin sizi dışarı çıkarmıyor. Bu nedenle Doğu Türkistan’dan önce 250 dolar verip kamyonların arkasında işçiymiş gibi Çin’in kıyı şehirlerine geçiliyor. Şoförler, durduran polislere rüşvet veriyor. Sınırda Tayland ve Kamboçya gibi komşu ülkelere geçirecek yeni insan kaçakçılarıyla anlaşılıyor. Kaçakçılar 5-10 bin dolar karşılığında ormanın ve dağların içinden ya yürüyerek ya da katırlarla Malezya’ya geçiriyor. Yol yaklaşık 15-20 gün sürüyor ve ölenler olabiliyor. Malezya’dan İstanbul’a ise devletin yardımıyla, uçakla geliyorlar. Hâlâ kaçmaya çalışan akrabaları olduğu için bu rotayla ilgili daha fazla detay vermek istemiyorlar.

SON DURAK KARDEŞ TÜRKİYE

Avrupa’ya kaçmak için ara istasyon olarak kullanan çoğu sığınmacının aksine Türkiye, Uygur Türkleri için son durak. Bunun sebebini, “Bizi Türkiye’den başka yer almaz” diye açıklıyorlar: “Örneğin Suudi Arabistan ikamet izni olmayınca Çin’e geri gönderiyor. Türkiye en yakın kardeş ülke olarak bize kucak açıyor. Havaalanında İstanbul’a geldikten sonra havaalanında fotoğrafımızı yapıştırıp kağıt veriyorlar. O kağıtla ikamet başvurusu yapıyoruz.” Ancak İstanbul’dan sonra kendilerine sahip çıkılmadığından şikayetçiler. Zaten Kayseri’ye bu nedenle gelmişler: “Bir süre akrabalarımızda kaldık ama tek evde 3-4 aile yaşıyorduk. Bu inancımıza uygun değildi. Doğu Türkistan Kültür ve Dayanışma Derneği’ne başvurduk ve onların girişimleriyle Kayseri’ye geldik.” Şimdi Kayseri’de olmaktan çok mutlular. Geniş evlerde ‘namahrem’ sorunları hallolmuş. En büyük destekçileri Kayseri Ülkü Ocakları. Genel Sekreter Müjdat Şahin sık sık Uygur Türkleri’nin kaldığı lojmanları ziyaret ederek ihtiyaçlarıyla ilgileniyor. Gelenler de Kayseri’nin misafirperverliğinden memnun: “Allah razı olsun Kayseri çok güzel. Memlekette durum çok kötüydü. Şimdi özgürce 5 vakit namazımızı kılabiliyoruz” diyorlar. Kayseri’de bir Uygur restoranı açmayı düşünüyorlar. Bir sonraki eğitim döneminde çocuklar da okula başlayacak.

ONLAR KAÇAMADI

Geçen yıl mart ayında Çin’den kaçıp Malezya’ya gitmeye çalışırken Tayland’ın güneyinde yakalanan 360 Uygur Türkü halen ülkenin güneyindeki göçmen cezaevinde gözaltında tutuluyor. Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı ve Doğu Türkistanlılar Derneği Genel Başkanı Seyit Tümtürk, tutuklu Uygur Türklerini geçen ay ziyaret etmiş ve Çin’e iade edilmesi halinde bir çoğunun idam, bir çoğunun da müebbet hapse mahkûm edileceğini söylemişti. Tümtürk, Çin’den kaçan Uygur Türkleri için ilk girişimi Türkiye’nin yaptığını belirterek, “Çin yönetiminin Tayland hükümeti üzerindeki ağır baskısı ve bu konudaki hassasiyeti, kardeşlerimizin Türkiye’ye getirilişini maalesef engelliyor. 100’ün üzerinde kadın ve çocuklardan oluşan 360 mülteci kardeşlerimiz, halen Bangkok ve Hatyai bölgelerindeki cezaevinde tutuluyor. Tayland hükümetinden kardeşlerimizi serbest bırakarak, Türkiye’ye göndermelerini bekliyor ve istiyoruz. Türkiye’nin bu yönde çabaları var” demişti.

Dünya Bülteni

 

Devami

Rusya’dan Türkmenistan’a vatandaşlık baskısı

Rus bakan Lavrov, Türkmenistan’daki Rus asıllıhalkın Rus vatandaşlığı konusunu görüşmek üzere Aşkabat’a gidecek

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Türkmenistan’a yapacağı gezide bu ülkede yaşayan Rusların vatandaşlık konusunu gündeme getirecek.

Lavrov’un Çin gezisini tamamladıktan sonra Pekin’den Moskova’ya dönerken Türkmenistan’a da uğrayacağı ve Aşkabat’ta Türkmen lider Gurbanguli Berdimuhamedov ile görüşeceği bildirildi. Toplantıda Rusya ve Türkmenistan arasındaki ikili ilişkilerin yanında Türkmenistan’da yaşayan Rusların çifte vatandaşlık istekleri de masaya yatırılması bekleniyor.

2013 yılında Türkmen yetkililer eski pasaportları değiştirme gerekçesiyle ülkede yaşayan Ruslara Rusya vatandaşlığından çıkmalarını önermişti. Bu tarihten sonra konu Moskova ve Aşkabat arasındaki müzakerelerde yer almaya başladı. Ancak sorun hala çözüme kavuşmadı ve tarafların da bunu yapmak için özel çabaları olmadı.

Rus gazeteci Arkady Dubnov’a göre Orta Asya liderlerini Rusya’nın son zamanlarda eski Sovyet Cumhuriyetlerine çeşitli saldırıları tedirgin ediyor. Moskova, Gürcistan’a saldırmak için Güney Osetya’da yaşayan Rusların vatandaşlığını bahane etmişti. Bugün de Ukrayna’nın doğusunda yaşayan Rus asıllı halk için ayrılıkçılara destek veriyor.

Türkmenistan’da Kazakistan’da olduğu gibi önemli sayıda Rus asıllı halk var ve bu durum iki devlet yöneticilerini tedirgin ediyor. Buna rağmen Dubnov’a göre Rusya’nın Orta Asya devletlerine karşı herhangi bir müdahalesi söz konusu olamaz.

Dünya Bülteni

Devami

Özbek aktivistlerden Kerimov karşıtı kampanya

Özbek aktivistler Kerimov’un diktatör ve katil olduğunu belirterek halkı ona oy vermemeye çağırdı

Özbekistan’daki bağımsız insan hakları savunucuları ve aktivistler halkı seçimleri boykot etmeye veya İslam Kerimov’a oy vermemeye davet ediyor.

Ülkenin başkenti Taşkent’teki Bağımsız İnsan Hakları Savunucu Girişim Grubu tarafından yapılan açıklamada İslam Kerimov’un bağımsızlığın ilk yıllarında siyasi muhalefeti yok ederek 26 yıldır dikte rejimini sürdürdüğü belirtildi.

Açıklamada “Hükümetin zulüm siyaseti halkın medeni, ekonomik, sosyal hayat derecesini dayanılmaz hale getirdi” denildi.

İnsan Hakları Savunucuları Özbekistan’da yolsuzluk ve rüşvetin her alana yayıldığını, devlet yetkililerinin görevlerini kötüye kullandıklarını, aktivistler, insan hakları savunucuları, gazeteciler ve girişimcilerin hapse atıldığını belirtti.

Bildiride, “13 Mayıs 2005 tarihinde Andican’da yüzlerce kişiyi katleden adam nasıl devlet başkanı olacaktır? Rusya, Kazakistan ve diğer BDT ülkelerinde 8 milyondan fazla Özbek vatandaşın köle olarak çalıştığından kim sorumludur” ifadeleri kullanıldı.

İnsan Hakları Savunucuları Özbeklere seçimleri boykot etme haklarının olduğunu hatırlattı ve Kerimov hükümetinin tehditlerinden korkmamaya çağırdı.

Bildiri, “Unutmayın, bağımsız Özbekistan’ın gerçek sahibi sizsiniz” ifadesiyle bitiyor.

Dünya Bülteni

Devami

Türkiye’deki Özbek gazeteci ölümle tehdit ediliyor

Özbek lider Kerimov’un Türkiye’de yaşayan muhaliflerine yönelik infaz tehditlerine Gazeteci Dilorom da maruz kaldı. Özbek gazeteci, torunlarıyla tehdit edildiğini söyledi

Türkiye’de yaşayan Özbek muhalifleri hedef alan Kerimov yönetimi, Özbekistan Halk Hareketi’nin uzun yıllar basın sekreterliğini yapmış olan gazeteci İshakova Dilorom’u da hedef aldı. Tehdit telefonları aldığını söyleyen Dilorom, “Beni torunlarımla tehdit ediyorlar. İlk kez çaresiz kaldım” dedi.

Özbekistan Halk Hareketi Lideri Muhammed Salih’in ‘Erk Partisi’nde uzun yıllar basın sekreterliği yapan Gazeteci İshakova Dilorom, Kerimov muhalifi olduğu için tehditler almaya başladı.

Özbek muhalifleri hedef alan ‘infaz listesi’nde ismi bulunan Özbekistan Halk Hareketi’nin uzun yıllar basın sekreterliğini yürüten Gazeteci İshakova Dilorom, tehditler aldığını söyledi. Dilorom, yakın zamanda tehdit telefonlarının sıklaştığını anlattı.

Yeni Şafak Gazetesi’ne konuşan Dilorom, “Sürekli telefon ediyorlar. Beni ve torunlarımı öldüreceklerini söylüyorlar. İlk kez çaresiz kaldım ve korktum” dedi.

Kendisini arayıp tehdit eden numaraların ‘gizli numara’ olduğunu dile getiren Dilorom, “Türkiye hattı olan telefonum ilk olarak 2014 yılında Ekim ayında arandı. Arayan erkek beni ve torunlarımı öldürmekle tehdit etti. Sonra bir süre telefon gelmedi ama 2 ay içerisinde 20’den fazla telefon geldi. Arayan kişi Türkçe konuşuyor ama Türkiye Türkçesi olmadığı çok açık. Ses kayıtları dil bilimciler inceledi ve Türkiye Türkçesi olmadığını söylediler” diye konuştu.

“TORUNLARIMLA TEHDİT EDİYORLAR”

Türkiye’de kızları ve torunları ile korku içerisinde yaşam mücadelesi veren Özbek muhalif Gazeteci İshakova Dilorom, torunları üzerinden tehdit edilince korkak bir insana dönüştüğünü söyledi. Dilorom, “Tehdid eden erkek sesi sürekli bana çocuklarım ve torunlarımı öldüreceğini söyledi. Ve ben hayatımda ilk defa gerçekten korktum, çok korktum. Tehdit eden sesi dinleyen dil bilimci telaffuzun Türkiye Türkçesi olmadığını söylediğinde korkum daha çoğaldı.” diye ifade etti.

İNFAZ LİSTESİ BULUNMUŞTU

Zeytinburnu’nda uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Abdullah Buhari suikastının ardında 4 kişilik infaz listesi çıkmıştı. Özbek istihbaratı tarafından hazırlandığı iddia edilen infaz listesine Rus istihbaratının da destek verdiği ileri sürüldü. Listede hayatını kaybeden Buhari’nin yanında, Özbekistan Halk Hareketi Lideri Muhammed Salih’in, Salih’in oğlu Timur’un ve Kırgızistan’da meşhur alim olan Reşat Kari’nin de olduğu tespit edilmişti.

dunyabulteni.net/

Devami

Almanya Özbekistan’la üs anlaşmasını yeniledi

Almanya’nın taşkent Büyükelçisi, Özbekistan’daki üssün kullanımıyla ilgili yeni anlaşma yaptıklarını açıkladı

Almanya’nın Özbekistan Büyükelçisi Neithart Hyofer Wissing Tirmiz’deki askeri üssü kullanmaya devam edeceklerini söyledi.

Alman Büyükelçisi Podrobno.uz sayfasına verdiği demeçte “Uluslararası koalisyon güçlerinin Afganistan’a girmesinden sonra Özbek hükümeti ile bu üssü kullanma konusunda anlaşma yapmıştık. Şimdi bu anlaşmaya devam etme kararı aldık” dedi.

Ozodlik radyosu geçen sene Ekim ayında Alman Savunma Bakanlığının Taşkent hükümeti ile Termiz’deki üssü kullanma konusunda yeni gizli anlaşmaya vardıklarını haber vermişti. Daha önce iki ülke yetkilileri yeni anlaşma konusunda açıklama yapmamışlardı.

Bu ayın başlarında Alman medyası Alman hükümetinin “dünyanın en baskıcı diktatörlüklerin biri ile yapılan işbirliği anlaşmasını gizlediğini” haber vermişti.

Almanya’nın Taşkent Büyükelçisi Hyofer Wissing, Tirmiz’daki üs için ne kadar para ödeyeceklerini açıklamadı. Bazı raporlara göre Berlin hükümeti bu üssü kullanmak için 2002 yılından bu yana her sene 120 Milyon eurodan fazla para ödüyor.

Uluslararası güçlerin 2014 yılında Afganistan’daki misyonu sona ermesinden sonra 2015 yılından başlayarak NATO bu ülkede “katı destek” adlı bir program başlatmıştı. Bu programa 850’si Alman olmak üzere NATO ülkelerinden 12 bin 500 asker katılıyor.

Almanya’nın Özbekistan Büyükelçisi Neithart Hyofer Wissing Tirmiz’deki askeri üssü kullanmaya devam edeceklerini söyledi.

Alman Büyükelçisi Podrobno.uz sayfasına verdiği demeçte “Uluslararası koalisyon güçlerinin Afganistan’a girmesinden sonra Özbek hükümeti ile bu üssü kullanma konusunda anlaşma yapmıştık. Şimdi bu anlaşmaya devam etme kararı aldık” dedi.

Ozodlik radyosu geçen sene Ekim ayında Alman Savunma Bakanlığının Taşkent hükümeti ile Termiz’deki üssü kullanma konusunda yeni gizli anlaşmaya vardıklarını haber vermişti. Daha önce iki ülke yetkilileri yeni anlaşma konusunda açıklama yapmamışlardı.

Bu ayın başlarında Alman medyası Alman hükümetinin “dünyanın en baskıcı diktatörlüklerin biri ile yapılan işbirliği anlaşmasını gizlediğini” haber vermişti.

Almanya’nın Taşkent Büyükelçisi Hyofer Wissing, Tirmiz’daki üs için ne kadar para ödeyeceklerini açıklamadı. Bazı raporlara göre Berlin hükümeti bu üssü kullanmak için 2002 yılından bu yana her sene 120 Milyon eurodan fazla para ödüyor.

Uluslararası güçlerin 2014 yılında Afganistan’daki misyonu sona ermesinden sonra 2015 yılından başlayarak NATO bu ülkede “katı destek” adlı bir program başlatmıştı. Bu programa 850’si Alman olmak üzere NATO ülkelerinden 12 bin 500 asker katılıyor.

Dünya Bülteni

Devami

Kazakistan 2025’te Latin alfasine geçiyor

Kazakistan, kademeli olarak uygulanacak bir programla 2025’te tamamen Latin alfabesine geçmiş oalcak

Kazakistan’ın Latin harflerinin kullanımına kademeli olarak geçiş için tasarlanan programın kabul edildiği bildirildi.

Kazakistan Kültür ve Spor Bakanı Aristanbek Muhammedoğlu yaptığı açıklamada ülkesinin Latin alfabesine geçiş programının kabul edildiğini söyledi.

Kazak bakan, program kabul edildiğini ve doğal süreci içerisinde devam edeceğini belirterek programı aceleye getirip işi zora sokmak istemediklerini kaydetti. Bakana göre Latin alfabesine geçiş için ana adımlar 2025 yılında atılacak ve program tamamlanacak. Muhammedoğlu konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Şimdi bilim adamlarımız dikkatle bu konuyu araştırıyorlar. Biz program için gerekli eğitim hazırlıklarını yapmalıyız. Çünkü uygulanması için ders kitapları ve başka eğitim araçları hazırlanmalıdır. Aynı ciddiyetle bilgisayar programlarını ve kullanımını da yeni alfabeye göre yeniden düzenlemeliyiz.”

Kazak Bakan ekonomik kriz nedeniyle bu yıl Kültür Bakanlığı bütçe harcamalarında bazı kısıtlamalar olacağını, bunun inşaat ve sanayi alanlarını kapsayacağını ancak bu kısıtlamalardan ders kitaplıklarının basımı ve diğer kültür çalışmalarının etkilenmeyeceğini ifade etti.

Dünya Bülteni

Devami

Kırgızistan BM’de oy hakkını kaybetti

Kırgızistan ve bazı ülkeler, BM üyelik aidatını ödemediği için genel kurulda oy hakkını geçici olarak kaybetti

Kırgızistan’ın geçici olarak Birleşik Milletler Milletler Genel Kurulu’nda oy kullanma hakkından mahrum edildiği bildirildi.

Birleşmiş Milletler’in resmi web sitesine göre, Kırgızistan’ın yanı sıra Grenada, Marshall Adaları, Makedonya, Tonga, Vanatutu ve Yemen üyelik ücretini ödemedikleri için geçici olarak oy hakkından mahrum edildi.

Kırgızistan’ın Birleşmiş Milletler toplantılarında yeniden oy kullanma hakkını elde etmek için 6 bin 731 dolar ceza ödemesi gerekiyor.

Kırgızistan Dışişleri Bakanlığı’nın Maliye Bakanlığı ile Birleşmiş Milletlere üyelik aidatını ödemek için fon tahsisi konusunda görüşmeler yaptığı bildirildi. Kırgızistan, BM Genel Kurulu’na her sene 54 bin 271 dolar üyelik ücreti ödüyor.

Dünya Bülteni

Devami